anarcha
anarchafemmenihil.bsky.social
anarcha
@anarchafemmenihil.bsky.social
7 followers 1 following 150 posts
anarchist communist, nihilist, existentialist, postcolonial, queer, feminist, ecological, revolutionary socialist, post-marxist, post-autonomist, post-mutualist, anti-capitalist, anti-imperialist, anti-fascist, anti-bolshevik, anti-conservative
Posts Media Videos Starter Packs
"nazizmin kökleri - bölüm 2: anti-kapitalizm (?)" profilimde
bunun yerine, kopuş, çokluk ve dayanışmanın hakim olduğu bir dünya hayal ediyoruz — kimsenin gözden çıkarılmadığı, her sapmanın bir olasılık haline geldiği, her bedenin, her zihnin, her varoluş biçiminin, totalleştirici sistemlere karşı bir direniş biçimi haline geldiği bir dünya. +++
bu nedenle faşizme karşı olmak, engelli düşmanlığına da karşı olmak demektir. bedene yönelik, nöroçeşitli, queer ve "savunmasız" olmayan hiçbir özgürlük yoktur. özgürlük için; devletin değer tanımlarını, sermayenin değer ölçütlerini, saflığı, düzeni, normalliği reddetmek zorundayız. +++
faşizm, geçmişte ve günümüzde tüm biçimleriyle, her zaman engelli düşmanlığına geri dönecektir. buna ihtiyacı vardır. çünkü faşizm; kırılganlığı, belirsizliği, yavaşlığı, yumuşaklığı veya farklılığı tolere edemez. +++
bu, değerin radikal bir şekilde yeniden yapılandırılmasıdır. her yaşamın; ürettiği şey için değil, varlığı için değerli olduğunu kabul etmekle başlar. farklılığa rağmen değil, farklılığı sayesinde. +++
bu ölüm dünyasına karşı, engelli düşmanlığının ortadan kalkacağı bir alternatif vizyon için; üretkenliğe tapınma, ulusal bağımsızlık fetişi, normallik miti reddedilmeli; karşılıklı bağımlılık, hiyerarşisiz dayanışma, engelliliğin kusur değil, farklılık olduğunu anlayan bir etik benimsenmelidir. +++
arabaları üreten montaj hattı mantığının aynısı, modernitede cesetleri de üretir. şirketleri yöneten aynı yönetim mantığı, toplama kamplarını da yönetir. "verimsiz" gördüğü işçileri değersizleştiren aynı faydacı etik, engelli çocukları da değersizleştirir. +++
bu mantık; öjeni hastaneleri, akıl hastaneleri ve “merhametli öldürmeler” ile başlar. yahudi soykırımı'nın yöntemleri önce engelli insanlar üzerinde denenmiştir. bu, tüyler ürpertici bir gerçeği ortaya koyuyor: modernite zulmü önlemiyor. aksine, zulmü mümkün kılıyor. +++
auschwitz, treblinka, dachau gibi kamplar modernliğin dışında değildi. hatta onlar, "kutsallaştırılmış modernite"nin zirvesiydi. bürokratik, verimli, standartlaştırılmış. ölüm için tam zamanında lojistik sağlamak üzere inşa edilmişlerdi. +++
bu uygulamalar, engelli düşmanlığının sadece engellilerle ilgili olmadığını, otoriter amaçlara hizmet etmek için bedensel normalliğin rejim karakterini tam olarak dayatmakla ilgili olduğunu göstermektedir. +++
bu sistem; zorla kısırlaştırma, üreme özerkliğinin reddi, nüfus yönetimi olarak "ötanazi" yoluyla; yakınlığı ve üremeyi silah olarak kullanmıştır. +++
ulus, iç-dış tehditlerden korunması gereken bir beden olarak hayal edilmişti. aile; saf, güçlü, itaatkar çocuklar üretmekle görevli üreme hücresiydi. beden; saflık, disiplin ve üretkenliğin yeriydi. herhangi bir "sapma" — lgbtqia+, engelli, nöroçeşitli, hasta, uyumsuz — üçünü de tehdit ediyordu. +++
nazizmin "volksgemeinschaft" (ulusal topluluk) ideolojisi, ulus/aile/beden üçlüsü üzerine kurulmuştu ve her biri engelli düşmanı, ataerkil ve ırkçı normlarla düzenlenmişti. +++
işte burada bir karşı-ontolojiyi dile getirmeye başlıyoruz: engelli düşmanı sisteme dahil olmaya çalışmak yerine, değeri fiziksel engellerle tanımlayan sistemi ortaya çıkarıyor ve ona karşı çıkıyoruz. +++
bu normlara uymayan veya uymak istemeyen bir kişi; ticarileştirilmiş yaşamın reddini, ulusal birlik görüntüsündeki çatlakları, üretkenlikçi ve otoriter mantığa yönelik canlı bir eleştiriyi temsil eder. +++
faşizme karşı mücadele, özünde engelli düşmanlığına da karşıdır. faşizm, normatif bir beden yaratmaya ve "sapkınlığı" yok etmeye dayandığından, her engelli beden bir direniş alanıdır. engellilik, sermaye ve düzenin mantığını bozar. "kusursuz, üretken, yenilmez vatandaş" fantezisini altüst eder. +++
radikal bir eleştiri şu soruları sormalıdır: ne tür bir toplum, toplumsal dayanışma ikliminin, toplu yok etmeye dönüşmesini mümkün kılar? iyileştirmenin öldürmeye dönüşmesini? cevap, kolektif "dayanışma"nın kontrol altında, sağlığın ise hiyerarşi altında tamamen hapsedilmesinde yatmaktadır. +++
faşizm, böylece engelli düşmanı normları şu amaçlarla silah olarak kullanır:

- kimin yaşamaya layık olduğunu belirlemek.

- kimin "üretken", kimin "asalak" olduğunu belirlemek.

- tıbbi otoriteyi devlet iktidarına dahil etmek. +++
bu, engelli düşmanlığının şiddeti nasıl doğal hale getirdiğini ortaya koymaktadır: bir beden “anormal” olarak değerlendirildiğinde, onun ortadan kaldırılması “tıbbi bir gereklilik” haline gelir. bu, devlet şiddetiyle kusursuz bir şekilde birleşen, derin bir teknokratik engelli düşmanlığıdır. +++
nazi almanya devleti, "ölüm bürokrasileri" yarattı. trajediyi belirginleştirecek şekilde, yahudi soykırımı'nın ilk failleri ve görevlileri; doktorlar, hemşireler ve halk sağlığı görevlileriydi; schutzstaffel subayları değil. +++
faşizm; hiyerarşi, saflık ve fedakarlık üzerine kuruludur. engelli düşmanlığı, bu fantezileri hayata geçirmek için hem gerekçe hem de altyapı sağlar. +++
radikal, materyalist bir bakış açısıyla; devletin hijyen ve saflığa olan takıntısı bir sapma değil, faşist kapitalizm altında biyopolitik yönetimin "mükemmel"leştirilmesiydi. beden millileştirildi, çarpık bir şekilde kolektifleştirildi — ancak disipline edilip araçsallaştırılabildiği ölçüde. +++
engelli beden; "kadınsılaştırılmış", "ırksallaştırılmış", "queerleştirilmiş" ve "insanlıktan çıkarılmış" bir beden olarak etiketlendi. bu beden; yozlaşmanın, ulusal güce karşı "tehdit"in sembolü haline geldi. nazi ideolojisi; bedensel zayıflığı ahlaki, ırksal ve siyasi zayıflıkla birleştirdi. +++
bu yapısal dışlama mantığı, yalnızca alman ideolojisinden kaynaklanmıyordu; beyaz, rasyonel, erkeksi, özerk ve bedensel olarak sağlıklı bireyi norm olarak evrenselleştiren aydınlanma hümanizminin kendisinde de mevcuttu. diğerleri sapma olarak görülüyordu. +++
engelli düşmanlığı, sadece bir önyargı biçimi değildir; insanlığın, yaşanabilirliğin ve "değer"in sınırlarını belirleyen bir iktidar eksenidir. nasyonal sosyalizm altında bu eksen, nekropolitik bir projeye dönüşmüştür: bazı hayatlar desteklenirken, diğerleri yok edilecekti. +++