“Acı duyuyor musun?” diye sordu. Başımı şöyle bir kaldırıp yüzüne baktım.Dedi: “Acı çekmeden yazamazsın.” Kırıla kırıla bir hâl olan kalbimi gösteremezdim. Kötü tamamlamıştım günü. Sağımda solumda iyi kalpli bir öykü, iyi kalpli bir şiir yoktu. Zaman epey ilerlemişti. Bir masal tıkırtısı bekledim. İncecik, uzun... Acemi ve kaçak bir masal. Hani yolunu şaşırır da... Penceremi açtım usulca.

Bir okul çocuğununkaldırdığı parmağının ucundaki parlayanbir ışıktır Cumhuriyet. Evlenen kızımın attığı ıslak imzada mürekkebinbıraktığı izdir Cumhuriyet. Maraton koşucusununkucakladığı bitiş çizgisindekinefestir Cumhuriyet… Kalaycının elindeki kaba sürdüğünişadırın cızz diye çıkardığı ses,demircinin örsüne vurduğubalyozdan çıkan kıvılcım,aşçının kavurduğu soğanınya da fırından taşanekmeğin kokusu,tam tamınaanamın kokusudur Cumhuriyet… Aç kapıyı bezirgân başı ben geldim…

Bilim dergisi Astrophysical Journal’da yayımlanan bir makalede, gökbilimciler evrende gözlenebilir 2 trilyon galaksi bulunduğunu yazdılar.Galaksi, Yunanca bir sözcük olup yıldızlar kümesi anlamına gelmektedir.Bizim dünyamız da bu galaksilerden birinde yer almaktadır.Bizim galaksimizin adı Milky Way, Türkçesiyle Samanyolu.Samanyolu’nda, merkezde Güneş, çevresinde 9 gezegen bulunmaktadır: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton.Bu gezegenlerin de çevresinde dönen uyduları bulunmaktadır.

İlkbaharın son günleriydi… Gecenin koygun bir karanlığında sokağa attı kendini. İçi daralıyordu. Bir de uzun zamandır kulağının içini dolduran sesler onun gönencini bozmuştu. İstanbul’da, neredeyse kapısını çalmadığı, alanında uzman doktor kalmamıştı… Yüzüne çarpan ılık rüzgâr bir hoşuna gitti ki! Dudağının ucunda Nina Blaze’nin “Just One More” şarkısının sözleri…Umudunu avucunun içinde saklamaktan vazgeçti; elini cebine soktu.Semtin sarma cigara tutkunu bağımlıları, solgun sarı ışığın aydınlattığı sokak lambasının altında dikilmişler; bir yandan laklak, bir yandan da cigaranın en ufak dumanını göğe salmadan ciğerlerine solukluyorlardı.

Büyük bir gururla 102. yılını kutladığımız laik ve demokratik Cumhuriyetimiz, günümüzde yıkım sürecine sürükleniyor olsa bile sonsuza dek yaşayacağından hiç kuşku duyulmamalıdır.102 yıl önce, çok büyük olanaksızlık ve zorluklarla Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Cumhuriyetimizi yaşatmak hepimizin en önemli görevidir.Bu onurlu görevi bize eşsiz liderimiz Atatürk’ün verdiğini de unutmamalıyız. Büyük devlet adamı Atatürk, 10 Ekim 1925 tarihinde İzmir Kız Öğretmen Okulu’nda yaptığı konuşmada şöyle demişti:

(Dostluklar da hikayeler gibidir, anlatılmak isterler.) Onun adına hiç takılmam. Ne Osman’dır o, ne de Ömer... Benim gibi ona da sormadan vermişler adını. Dibine çağırmışlar, dönmemiş. Tutup dünyaya doğru yola çıkmış bir kuyu sözcükle... Nerde akşamlamışsa ve gece orda ne işler çevirmişse, sabaha şiirler açan bir ağaç olarak görmüşler her seferinde onu. Kimine göre Osman, asi mi asi, aksi mi aksi...

Tüm zamanların en büyük ağır sıklet boksörü Muhammed Ali,12 Ocak 1942 günü Cassius Clay adıyla Amerika’da doğdu, 3 Haziran 2016 tarihinde Amerika’da öldü.Muhammed Ali, dünya şampiyonu olarak şöhretin doruğundayken, milyonlarca dolar kazanıyorken, VİETNAM SAVAŞI’NA GİTMEYİ REDDETTİ!Bu duruşuyla unvanını kaybetti, milyonlarca dolarlık kazanç kapıları kapandı!Devlet yönetimi tarafından dışlandı!Ama Muhammed Ali onurunu kaybetmedi!İnsanlar onu, onurlu olduğu için sevdi!

Hüseyin Irmak’ın Zara’dan Tatavla’ya Yolculuğu: “Gidelim Tatavla’ya Görkemini Yitirmeyen Semt Kurtuluş” Kadim kentler vardır. Bu kentlerin de kadim semtleri... Bu içerikte bir anlatıyla tanışmam sevgili dostum yazar Mehmet Kılıç’ın bir İstanbul dönüşü bana getirdiği bir kitapla oldu:“Gidelim Tatavla’ya – Görkemini Yitirmeyen Semt – Kurtuluş”, İstos Yayını, 631 sayfa, Nisan 2025. Kitap bir roman etkisi yarattı bende. Roman kahramanı da o kadim kentin bir mahallesi.

Türkiye Cumhuriyeti’ne baş kaldıran PKK terör örgütünün bebek katili başının kahraman edasıyla TBMM’de alkışlanması, ülkemize meydan okumaktır, Atatürk’e ve laik cumhuriyetimize karşı yapılan bir saldırıdır. Elli bin kişinin katili olan PKK terör örgütünün başı, ömür boyu hapse mahkûm edilmiş bir teröristtir; bu teröristi övmek, yürürlükte olan yasalarımıza göre suçtur. Aslında suç bununla sınırlı değil. Hemen hemen her gün DEM Partililerin söylemleri de cezai sorumluluk gerektirmektedir.

Mandacı ne demek?Bir yabancı ülkenin boyunduruğu altına girmeyi gönüllü olarak isteyen, kabul eden kişiye mandacı denilir. TBMM Genel Kurulu’nda 17 Ekim 2025 Cuma günü, DEM milletvekili Arap asıllı Kürtçü Pervin Buldan başkanlığındaki oturumda sıcak anlar yaşandı.AKP milletvekili Adnan Yıldırım, CHP Genel Başkan Vekili Doç. Dr. Gökhan Günaydın’a “İngiliz mandacısı” olduğunu söyledi!Çok öfkelenen Gökhan Günaydın, bu suçlamayı şiddetle reddetti ve…

27 Aralık 1949 tarihinde, yani İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde Ankara’da Türkiye ile Amerika arasında “Türk - Amerikan Kültür Anlaşması” imzalandı.Bu anlaşma, daha sonraları “Fulbright Anlaşması” olarak adlandırıldı.Anlaşmanın görünürdeki amacı, Türkiye ile Amerika arasında karşılıklı öğrenci değişimini sağlamaktı.Gerçekte ise, Türk çocuklarının eğitimi resmen Amerikalılara teslim edilmişti. ABD ile imzalanan ikili anlaşma gereği, sekiz kişiden oluşan bir Eğitim Komisyonu…

 Moda tarihi, bir kumaş parçasının bir toplumun ruh hâlini, siyasi değişimlerini ve toplumsal devrimlerini yansıtmasına dair sayısız örnekle doludur. Bu örneklerin en dikkat çekici ve sembolik olanlarından biri de İspanyol paça pantolondur (Bell-Bottoms). Dizden itibaren cesurca genişleyen bu kesim, sadece bir giyim tarzı olmanın ötesine geçerek, 1960'lı ve 70'li yıllarda Batı kültüründe bir özgürlük, isyan ve geleneklere meydan okuma simgesi…

7 Ekim 2025 Salı günü TBMM’deki MHP grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, “kurucu önder” dediği PKK terör örgütü elebaşını övdü ve komisyondan bir heyetin İmralı’ya giderek bebek katiliyle görüşmesi gerektiğini söyledi. PKK terör örgütünün bebek katili başı Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle Diyarbakır’dan Ankara’ya yürüyen Özgür Kadın Hareketi üyeleri, 7 Ekim 2025 Salı günü TBMM’deki DEM Parti grubuna…

Yangınların yaktığıYüreğimin yanık sesindeYalnızlığın müziğiniDinliyorum... Elinde kına,Alnında kan.Kavgaya hazırım,Büyük bir cesaretle. Yanık sesli insanın tavındaYaşamaya,Bağırmaya,Duyurmaya,Duymaya... Duyuyor musunuz? Yeniden doğacağız,Yeni umutlarla,Umutlara... Elinde kına,Alnında kanla... Ali Erkan Güneri

I Bazı şeyler bir uzanmalık aslında,Dalda elmaya uzanır gibi...Bazı imkânsız şeyler. Yaşanası bir yer olması dünyanın, örneğin...İnsanın değişmesi...Meğer kollarımız ne kadar kısa. II Bir sabah kalkmışsın ki,Yoksun.Değişmişsin.Nasıl olur? Aşkı savunmuşsun,Kurdu kuşu,Düşüp yollara... Doğan günü selamlamışsın,Özgürlüğü,Çıkıp dağlara... Sahi, bir sabah kalkmışsın ki,İçinde iyilikten başka hiçbir şey yok.Borçlusun bunu kitaplara.

11 Ekim 2025 tarihinde Çanakkale Sendikalar Binası, Ercan Adsız Salonu’nda, Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilciliği tarafından düzenlenen “Sennur Sezer Direniş Şiirleri” etkinliğini yüz kişiden fazla insan izledi.Konuşmacı, Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Şilkan, oldukça başarılı ve ilgi çekici bir sunum gerçekleştirdi.Kadınların, işçilerin, yoksulların, kimsezlerin ve direnişin şairi Sennur Sezer’i şiiriyle, kitaplarıyla ve mücadeleci kişiliğiyle olabildiğince görünür kıldı.

Yaşı altı, yedi, on yıldan fazlaGenç bir arkadaş. Hiç görmedim amaGördüm. Son yazısından ötürü daha iyi anladımAramızda bir düşbağı olduğunu. Sokaktan ayağını,Kağıttan kalemini çektiği yok.Çekeceği de... Doğanın oğlu,İyi insanların kardeşi. Günümüz Şiirinin Yunus’u.Ahmet Özer’den mi dinlemiştim onu, yoksaGeçmiş gün... Ama edebiyatımızın mavi delikanlısıOsman Nuri AydınAnımsattı onu bana daha bu sabah.

Çok sayıda okurum mesaj göndererek, telefon ederek soruyor:“Bu gidişin sonu ne olacak?”Onlara verdiğim yanıtı burada tüm okurlarıma sunuyorum:Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 17. YILDIZ OLACAK! Bilmeyenler olabilir, bu yanıtı biraz açalım.Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı armasında 16 YILDIZ bulunmaktadır.Bu yıldızlar, tarih boyunca kurulmuş şu büyük Türk devletlerini sembolize etmektedir: Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ak Hun İmparatorluğu, Göktürk Kağanlığı, Avar Kağanlığı, Hazar Kağanlığı, Uygur Kağanlığı, Karahanlı Devleti, Gazne Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Harzemşahlar Devleti, Altın Ordu Devleti, Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu.

1 Ekim Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu’nda yapılan özel oturumla yeni yasama yılı açıldı. TBMM’de geçen yıl yapılan açılış töreninde, ‘normalleşme, yumuşama’ süreciyle birlikte CHP Genel Başkanı ve bazı milletvekilleri ‘makama saygı’ amacıyla Tayyip Erdoğan Genel Kurul Salonu’na geldiğinde ayağa kalkmıştı. Bazı milletvekilleri ise kuliste beklemişti. Bu yıl CHP sözcüsü; “böyle bir siyasi ortamda biz Cumhurbaşkanı’nı ne oturarak ne de ayakta karşılarız.

Sonda söyleyeceğimi başta söylüyorum.104 gündür gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı’nı tehdit suçlamasıyla Silivri’de tutuklu bulunmaktadır.Çok açık ve net olarak söylüyorum: Gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklanmasına karşıyım.İddia edilen suçlama nedeniyle yargılanabilir ama önce hapse atılarak değil! Tutuksuz olarak yargılanabilir.Tutuklanmasını asla kabul edemeyiz! Gazeteci Fatih Altaylı’yı tanıyalım.Jandarma Tuğgeneral Veli Küçük ve sinema sanatçısı Umut Oğuz’un belgelerine göre Fatih Altaylı MİT ajanıdır.

FETÖ örgütü elebaşısı Fethullah Gülen, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden 5 yıl sonra 21 Ekim 2021 tarihinde uzun yıllardır yaşadığı ABD’de öldü, demek ki 4 yıl olmuş. Öldüğünde sadece bu ülkedeki charter okullarından yıllık 200-250 milyon dolarlık para akışı sağlanıyordu. Gülen hareketinin finansal yapısı, gelirleri hakkında doğru ve kesin rakamlar yazmak pek mümkün değil. Çünkü hareket her boyutuyla şeffaf bir yapıya sahip değildi, beklenemezdi de zaten.

Ülkemizin gündemi gerek yurtiçinde gerek yurtdışında yoğun şekilde sürmektedir. Artık CHP ve belediye başkanlarıyla uğraşmayı gelenek haline getiren siyasi iktidar, bu kez Ankara Anakent Belediyesi’ne bağlı birimlerde gözaltı yapmaya başladı. Toplumda, bu yapılanların hukuki değil, siyasi olduğu kanısı günden güne yaygınlaşmaktadır. 24 Eylül tarihinde ihanet komisyonunun toplantısına geçmişte dört yıl boyunca PKK terör örgütünün üyesi olduğu bilinen Yüksel Genç katıldı ve…