Mikro birikim uygulamaları, otomatik yatırım fonları, dijital cüzdanlar… Tasarruf, teknolojiyle birleşerek herkes için erişilebilir ve sürdürülebilir bir yaşam pratiğine dönüşüyor.
Halil Fatih Akgül Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı
ugün tasarruf, yalnızca “para biriktirmek” anlamına gelmiyor. Dijitalleşmeyle birlikte, finansal okuryazarlık ve erişim hakkı da bu kavramın parçası haline geldi. Kumbaraların yerini artık cep telefonları aldı.
3. Gıda Dengesi: Türkiye’de her yıl 18 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Artanı değerlendirmek, büyük fark yaratır. 4. Giyimde Bilinç: Kaliteli, uzun ömürlü ürünler tercih etmek, gezegenin yükünü azaltır.
1. Enerjide Dönüşüm: Gereksiz açık kalan cihazları kapatmak, ulusal enerji tüketiminde %8 azalma sağlar. 2. Su Sorumluluğu: Kısa duşlar ve akıllı musluklar, kişi başına yılda 10 ton su tasarrufu sağlar.
yüksek enflasyonla birlikte, enerji krizi ve iklim değişikliğinin ekonomik dengeyi sarstığı bir dönem. Bu koşullarda “birikim” artık bir lüks değil, yaşamı güvence altına almanın zorunlu bir yoludur.
Bireyleri tasarrufa yönlendirmekten çok daha fazlasını amaçlayan bugün, ekonomik istikrarın, toplumsal refahın ve çevresel sürdürülebilirliğin sembolü haline gelmiştir. 2025 yılı, artan belirsizlikler,
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle anıyor; Cumhuriyetimizin 102. yılını en içten dileklerimle kutluyorum.
Cumhuriyetimizin 101. yılı, geçmişin karanlığını aydınlatan bir meşale gibi bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Farklılıkları zenginliğe dönüştüren toplumlar, adalet, sevgi, hoşgörü ve hakkaniyet ilkeleriyle güçlü bir gelecek inşa etme kararlılığını sürdürüyor.
Milletimizin ortak emeğiyle yoğrulmuş bu büyük eseri, aklın, bilimin ve dayanışmanın rehberliğinde daha ileri taşımayı temel görevimiz olarak görüyoruz.
Kadınların seçme ve seçilme hakkı, eğitimden çalışma hayatına kadar her alanda var olmaları, Cumhuriyetimizin ilerici ruhunun en değerli kazanımlarıdır. Bizler de Türkiye İsrafı Önleme Vakfı olarak Cumhuriyetimizin 102. yılını büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesiyle halkın iradesini devletin temeline yerleştirmiştir.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, bir milletin yeniden doğuşunun; azim, inanç ve umutla yazılmış bir destanıdır. Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; eşitlik, özgürlük ve adalet temelleri üzerinde yükselen çağdaş bir yaşam idealidir.
Dünya Yoksullukla Mücadele Günü, toplumun yoksullukla mücadeleye odaklanmasını ve herkesin onurlu yaşam hakkının korunmasını teşvik eden bir sembol haline gelmiştir. Kalkınmanın yalnızca ekonomik büyüme değil, tüm kesimlerce adil paylaşımına odaklanır.
Hepitalizm; insan yaşamının değerini baltalayan maddi yoksulluk ve manevi gerilemenin büyümesini engellemenin etkili bir yolu olan, insan odaklı bütüncül bir büyümeyi öngörüyor.
*BM’nin çok boyutlu yoksulluk endeksi 2023 yılı verilerine göre, 110 ülkede yaşayan yaklaşık 6,1 milyar kişiden, 1,1 milyar insanın gelir eksikliğinin yanında; sağlık, eğitim ve yaşam standartlarıyla birlikte çok boyutlu yoksullukla mücadele ediyor.
* Dünyada yaklaşık 700 milyon insan, günlük 2,15 doların altında bir gelirle yaşamını sürdürüyor.
* Dünya Bankası, düşük gelirli ülkelerde birey başına günlük 1,90 USD gibi sınırlarla tanımlanan aşırı yoksulluğu ölçerken, birçok kişi bu sınırın altında yaşıyor.
*Ülkemizde açlık sınırı 27.111 TL, yoksulluk sınırı ise 88.309 TL’ye yükselmiştir. Asgari ücretin hem gıdayı karşılamada hem de diğer temel ihtiyaçları karşılama konusunda yetersiz kaldığı görülmektedir.
Dünya Yoksullukla Mücadele Günü; Birleşmiş Milletler tarafından, 1987 yılında Paris’te aşırı yoksulluk, açlık ve dışlanan insanları anmak amacıyla düzenlenen kitlesel yürüyüşlerin anısına 17 Ekim 1992 yılında ilan edilmiştir. Farkındalık oluşturarak görünmeyen ve unutulmuş kesimlere ses verir: