Ayrık Otu
banner
nazendecan.bsky.social
Ayrık Otu
@nazendecan.bsky.social
610 followers 550 following 240 posts
Emekli gazeteciyim, fakat her pazar sabahı Facebook ve İnstagram'da yazı yazıyorum. Atatürk, doğa, insan ve hayvan sevgisi kırmızı çizgimdir.
Posts Media Videos Starter Packs
9-Dilerim hep beraber; neşeli, çoşkulu ve samimi kutlamalar yaparak, "O ruhu" saygı ve sevgiyle ilelebet yaşatırız. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız, şimdiden hepimize kutlu olsun. Barış ve huzur dolu haftalar.
AYRIK OTU
8-Karşılıklı olarak bu ülkeye verilen emeği görün. O zaman bizim 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı mutluluk ve çoşkuyla kutlamak için ne kadar önemli nedenlerimiz olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
7-Bunu ne kadar hakkettiğimizi görmek için; cumhuriyetin ilk yıllarında, savaşın yıkıntılarından yeni bir ülke kurmaya çalışılırken çekilen belgeselleri izleyin. Müthiş bir muvaffak olma azmi göreceksiniz. Atamızın halkına hitap ederken gösterdiği saygıyı, halkın ona gösterdiği derin sevgiyi izleyin
6-Oysa anısının önünde saygı ve sevgiyle eğildiğimiz milli bayramlarımız, böyle mi kutlanmalı? Hayır! Bu kutlamaların duygularımızı besleyecek, kalbimize dokunacak bir samimiyeti, neşesi ve coşkusu olmalıdır. Çünkü biz bunu hakediyoruz.
4-İşte o zaman, bizim sevgili Cumhuriyet Bayramımızın kutlamalarını düşündüm... Neredeyse Kuzey Kore disipliniyle düzenlenen asık yüzlü törenler, bitmek bilmez nutuklarla neden eziyete dönüşüyordu?
3-Bütün gün piknik yaptıktan sonra akşam olunca, birbirinden güzel şovları izleyerek, çoşkuyla kutluyor, eğleniyorlardı. Geceyi en az 30 dakika süren müthiş bir havai fişek gösterisiyle taçlandırıyorlardı.
2-Amerikalıların kurtuluş günü olan 4 Temmuz törenlerini ilk kez izlemeye gittiğimde, çok şaşırmıştım. Sandalyesini, minderini, gitarını alan, şehirlerin orta yerindeki büyük parklara koşuyordu.
1-Çocukluğumdan bu yana, resmi bayramlarımızın kutlanış biçimini hiç hayata dair bulamazdım. Onca yıl Amerika'da yaşamasaydım, özellikle Cumhuriyet Bayramımızı doğru bir tavırla kutlayamadığımızı, bu kadar net anlayamayacaktım. Nedenini anlatayım...
5-Dilerim hepimiz; umutlarımızın gerçekleşmesi için yalnızca istemenin ve çalışmanın yeterli olmadığını anlarız. Çünkü başarıya ulaşmak için öncelikle, "doğru fırsat" üzerinde çalışmalıyız. Barış ve huzur dolu haftalar.
AYRIK OTU
4-Aylar sonra duydum ki, Feride ile Ertuğrul evleniyormuş. İkisinin de hayalleri gerçekleşeceği için mutlu oldum. Demek ki umut hep vardı. İki yalnızlık; fırsatını bulursa, bir beraberliğe dönüşebiliyordu.
3-Bir akşam Feride'yle yemeğe çıktığımızda, eski arkadaşım Ertuğrul'u da çağırdım. Bir aydır ilk kez sokağa çıkıyormuş. "O kadar yalnız hatta yapayalnız bir hayatım var ki, kendi sesimi bile unutmuşum." diye sızlandı. Şaşırdığımı söyledim. "Tek başınalık, artık yalnızlığa dönüştü." dedi.
2-Orta yaşlarda olan kız arkadaşım Feride, çok yalnızlık çekiyordu. Ne zaman buluşsak, sevip- sevileceği birisiyle rastlaşma isteğini anlatırdı. "Bir insana, bir sese ihtiyaç duymak ne kadar insanca bir duygu." diye düşünürdüm...
1-İnsanı hayatta tutan en önemli nedenlerden birisi, ihtiyaç duyulmakmış. Bu yalnız maddi değil, aynı zamanda duygusal ihtiyaç. Çünkü insana bir faydası olduğunu, işe yaradığını hissettiriyor. Vermek isteği karşılığını bulunca, hayat iki taraf için de anlamlı oluyor.
Günaydın, mutlu pazarlar.
7-Dilerim hepimiz; bir yetişkin olarak yola çıktığımızda, iyilik kadar kötülükle de karşılaşacağımızı unutmayız. Böylece gençliğimizin kanatları kırılmamış umutları, bizi daha güzel günlere taşıyacaktır. Barış ve huzur dolu haftalar.
AYRIK OTU
6-Koskoca adam neden böyle bir şey yapar, anlayamadım... Kız arkadaşım halimden, bu durumda bir gariplik olduğunu anlayıp, sustu. Bana inandı. Çünkü masumiyetin beyaz bir rengi vardı, kara çalınsa da özü dışarıya vuruyordu.
5-Akşam saatlerinde kapım deli gibi çalmaya başladı. Nur gelmişti. "Sen bugün 3'te neredeydin?" diye bağırıp, çağırmaya başladı. Meğer Cabbar arabasıyla, Nur'u buluşacağımız yere götürmüş. Beni gösterip, çok kötü iftiralar atmıştı! Nutkum tutuldu.
4-Bana abilik yaptığını düşünüp, sevindim. Ertesi gün öğleden sonrası için randevulaştık. Fakat O gelmedi! Hayal kırıklığı içinde eve döndüm...
3-Okulumu bitirip, hemen üniversitesitede çalışmaya başlamıştım. Tek başıma yaşayabileceğim, küçük bir daire arıyordum. Kız arkadaşım Nur'un sevgilisi Cabbar, bildiği kiralık bir daire olduğunu, arabasıyla beni götürebileceğini söyledi.
2-Oysa çocukların da kendi hatalarını yapıp, yenilgilerini yaşamaya; kötüye ve yanlışa karşı kendi savaşlarını vermeye ihtiyaçları vardı. Aksi takdirde benim gibi; gardını almayı geç öğreniyor, insana kırılıyorlardı.
1-Babam bizden hep iyi insan olmamızı, doğru olanı yapmamızı isterdi. Fakat annemle beraber aşırı korumacı ebeveynler oldukları için de; hata yapmamıza, zarar görmemize izin vermezlerdi.
7-Dilerim hepimiz; ne erken, ne de geç, her şeyin kendi zamanında olduğunu kabul ederiz. Kendi gerçekliğimizi yaşamanın tek yolu da, Neitzche'nin dediği gibi; "amor fati" den, yani kaderini sevmekten geçiyor. Barış ve huzur dolu haftalar.
AYRIK OTU
6-Bir süre sonra Yağız ilk işine girdi, evlendi, çocuğu oldu. Yani delikanlı geç kalmamıştı. Her şey gibi, O'da kendi zamanını bekliyordu.
5-25 yaşına geldiğinde para kazanmayan, sorumluluk sahibi olmayan bireylerin üzerine gerçekten de hayata geç kaldın baskısı kuruluyordu. Bu yaş ve geç kalmışlık duygusu, belki de kendi hayali sınırlarımızdı.
4-Oğlu arkadaşıma dönüp, "Geç kalmadan iş, sonra da eş bulmak zorundayım yoksa kimse beni adam yerine koymaz mı anne?" diye sordu. Çocuğun; şartlanmış kaygılarımıza olan haklı isyanı, beni de düşündürdü...