Ömer Murat
@omermurat.bsky.social
1.8K followers 210 following 950 posts
Dış politika ve siyaset üzerine yazar / Eski diplomat
Posts Media Videos Starter Packs
Zaten “yerli ve milli” propagandası yapmalarının asıl nedeni de öyle olmadıklarını halkın farketmesinden ödü korkmaları…
GATA gibi Osmanlı dönemine dayanan köklü bir askeri kurumun sudan bahanelerle neden kapatıldığı üzerinde biraz düşünürseniz, bu rejimin ne yerlilikten ne millilikten nasibi olmayan yolsuz bir güruhtan ibaret olduğunu çok net görebilirsiniz.
🪙Konu, altındaki müthiş yükseliş. Perde gerisinde ABD-Çin arasındaki kapışma yatıyor. Bunun dinmesi beklenmediğinden altın fiyatları muhtemelen daha da artacak.

👉Gündemle ilgili sorularınızı da cevaplandırmaya çalışacağım.

Canlı yayında buluşmak üzere
youtube.com/live/kRP7Emc...
Altın neden yükseliyor? Ve neden yükselmeye devam edecek?
YouTube video by Ömer Murat
youtube.com
Tek adam rejiminde hırsızlık, yolsuzluk aslan payını “yukarıya” aksatmadan göndermen şartıyla caizdir ve teşvik edilir.

Bunu yapmazsan aşırdığın her kuruşu burnundan fitil fitil getirirler, bugün değilse yarın…
Yüksek faizle borçlanarak ve iştahlarını kabartan şirketlere ele koyarak gemiyi yüzdürebildikleri kadar yüzdürme derdindeler. "Benden sonra tufan!" anlayışıyla ülke idare ediyorlar ama o tufanın ne zaman kopacağını kimse bilemez.
Türkiye bakımından bu uluslararası sistemden çıkmanın bedeli acilen ihtiyaç duyduğu dış yatırımların tamamen kesilmesine yol açacağı için göze alamayacağı kadar ağırdır. Bu durumda bu kararlar bir noktada uygulanmak zorunda kalınacak, bunların ağır faturasını da böylece yine halk ödeyecektir.
Diğer yandan, Türkiye'nin bir parçası olduğu AİHM gibi uluslararası mahkemelerde bu kararların yüksek tazminatlarla bozulması ihtimali de yüksektir.
Özetle kralın değil "hukukun üstünlüğünü" tesis edebilmiş olmasıdır. Bu temel unsurun eksik olduğu hiçbir ülkenin istikrarlı bir gelişme sağlayabilmesi mümkün değildir.
Avrupa'nın dünyanın geri kalanına fark atarak gerçekleştirdiği o müthiş iktisadi sıçramanın en önemli nedenlerinden biri mülkiyet hakkının koruma altına alınması, devletin sıkıştığında yüksek vergi koyma veya özel mülke el koymasının önünün kanunlarla alınmasıdır.
Hükümetin işadamlarına "Kafamı attıran olursa malına mülküne el koyarım" diye gözdağı verdiği bir ülkenin yatırım çekebilme ihtimali yok... Bırakın yatırım çekmesini yerli işadamlarının en az 5-6 seneden beri mal varlıklarının önemli bölümünü yurtdışına çıkardıkları herkesin bildiği bir sır...
Mesela Kürtlere yönelik çok şeyler söylüyor ve yapıyorlar ama tüm anketler bunun tabanda ciddi bir değişime yol açmadığını gösteriyor.
İktidarın ne yaptığını çok bildiğini de zannetmiyorum. Gözdağı vererek tüm muhalefeti sindirmek dışında yürütmekte başarılı olduğu incelikli bir taktik göremiyorum.
CHP de Alevi-Sünni ayrımı yaparak tabanda bölünme yaratma taktiği tutmaz gibi geliyor bana… “İmamoğlu’nun adamı” olduğu için tutuklananlar arasında pek çok Alevi de var.
Fatih Erbakan sıkı muhalefet yapıyor, bu kez YSK’ya başvuru için son gün değil de son saatte adaylığını çekip Cumhur İttifakına katılacak gibi görünüyor.
Gerçekten ihlal mi ettiler, yoksa Netanyahu hükümeti kaldığı yerden devam mı ediyor, bunu bilmenin imkanı yok, çünkü Erdoğan'ın katıldığı o bol alayişli zirvede ateşkesin nasıl uygulanacağına dair mekanizmalar geliştirilmedi.
İsrail ordusu bugün "ateşkesi ihlal ettikleri" gerekçesiyle 9 Filistinliyi daha öldürdü. Çarşamba gününe kadar da Filistinlilere yardımların ulaştırıldığı Refah kapısını kapattı.
Yani anlaşılan o ki Arap-Müslüman ülkelerinde İsrail Başbakanının katılımına yönelik genel bir tepki oluşmuş, onun üzerine ABD, Netanyahu'nun davet edilmesi için ısrar etmemiş.

Propaganda Bakanlığı durur mu, hemen "bundan bir kahramanlık hikayesi uydurup basına servis edelim", demiş gözüküyor.
Irak hükümetinin uluslararası basına yaptığı açıklama onları doğruluyor gibi: "Mısır'a dedik ki Netanyahu zirveye katılıyorsa biz gelmiyoruz."
İsrailli yetkili uluslararası basına yaptığı açıklamada Ankara'yı yalanlamış: "Netanyahu katılmayacağını bildirdikten sonra Erdoğan 'O katılırsa ben gelmem' dedi."
Sadece iktidara muhalif olduğu için hapiste tutulan insanlara, o şartlarda hala direnişlerini sürdürmeye çalışırken yaptıkları hatalar yüzünden sert eleştiriler getirmeyi ahlaken uygun bulmuyorum.

Bunu yaparken iktidarın propaganda aygıtınca sinsice kurgulanmış tuzaklara düşmekten de endişe ederim.