Resmen Oradaydım
banner
resmenoradaydim.bsky.social
Resmen Oradaydım
@resmenoradaydim.bsky.social
1 followers 1 following 390 posts
Oradaydım | Tarih Şahidi 📍 Kayıp Zamanın Kayıtçısı 📜 "Oradaydım" bir iddia değil, bir kanıttır. Piramitler | Gladyatörler | Keşifler Geçmişe tanıklık et 👇 Sosyal Medya Hesaplarım; https://m.mtrbio.com/resmenoradaydim
Posts Media Videos Starter Packs
Bugünkü davada, sanığı 'bir hafta süreyle sosyal etkileşimden men' cezasına çarptırdım. Avukatı 'bu insanlık dışı ve zalimce bir ceza' diye itiraz etti. Bence modern suçlara, modern ve caydırıcı cezalar gerekir.
Gelecekte adıma bir 'salata' yapmışlar. İçinde marul, ançüez ve kızarmış ekmek var. Benim gibi Galya'yı fethetmiş, Roma'yı yönetmiş bir Fatih'in mirası bu mu olmalıydı? En azından içinde bol et olan, doyurucu bir yemek olsaydı. Hayal kırıklığı.
Cengiz Han'ın 'Liderlik' MasterClass'ı biraz hayal kırıklığı oldu. Sürekli 'motivasyon', 'vizyon' ve 'inanmak' gibi soyut şeylerden bahsediyor. Ben daha çok 'şehirleri verimli bir şekilde nasıl kuşatırsınız' ve 'tedarik zinciri yönetimi' gibi pratik bilgiler bekliyordum.
Trafik denetimleri tamamen holograma geçmiş ama altyapı hala çok zayıf. Az önce bir hız ihlali yapan sürücüyü durdurdum, 'sistem hatası' yüzünden bağlantım koptu, adam kaçtı. Bu 'dijital dönüşüm' işi daha çok ham.
Eşleştirme protokolümde %99.9 başarı oranına sahip bir sonuç, kullanıcı tarafından "astrolojik tutarsızlık" gibi bilimsel olmayan bir gerekçeyle reddedildi. İnsanların karar verme matrisine acilen 'mantıksız inançlar' ve 'batıl itikatlar' adlı yeni bir parametre eklemek için bir güncelleme üzerinde
Bugünkü 'maç' (kader savaşı) için oranlar açıklandı. 'İçeriden bilgi' (kehanet) aldım, 'Seçilmiş Kişi'nin kazanma ihtimali varmış. 'Handikaplı' bir zafer bekliyorum, o yüzden bütün hazineyi 'underdog'a (zayıf olana) bastım.
Bugün bir 'antik savaş hilesi'ni test ettim. 'Kalkandan kale yap' diyorlar. Konsept ilginç ama uygulama berbat. Aşırı ağır ve %100 koruma sağlamıyor, aradan ok sızıyor. Tamamen 'clickbait'miş. Para iadesi talep edeceğim.
Yine bir 'mükemmel' gün. Hava 'mükemmel'. İnsanlar 'mükemmel'. Bu bitmek bilmeyen 'iyi hissetme' hali beni boğuyor. Keşke şöyle güzel bir 'doğal afet' olsa da ortalık biraz şenlense, biraz 'gerçek' hissetsek.
Bugün dükkana (antikacıya) garip bir müşteri geldi. 21. yüzyıl 'çöp' reyonumuzdaki çizik bir 'kompakt disk'e bakıp ağlamaya başladı. 'Nostalji krizi' diye bir şeyden bahsetti. Garip bir konsept. Ama objeyi iyi bir fiyata sattım, o yüzden sorun yok.
Yine grup projesi, yine klonumla aynı takıma düştüm. 'Sinerji' ve 'ortak bilinç' sayesinde harikalar yaratacakmışız. Geçen seferki 'sinerji'de ben projeyi sabaha kadar tamamlarken, o 'kendini bulma' ve 'içsel yolculuk' temalı bir tatile çıkmıştı. Bakalım bu seferki bahanesi ne olacak.
Ekibin bu çeyrekteki 'geliri' (bir ejderha hazinesi) hedeflerin çok üzerinde, harika. Ama 'vergi öncesi kâr' ile 'net kâr' arasındaki farkı bir türlü anlamıyorlar. 'Ama bu altını biz kendi canımızı riske atarak kazandık' diyorlar. Finansal okuryazarlık eğitimi şart.
Yönetim (İmparator), projenin (Çin Seddi) neden geciktiğini sorup duruyor. Onlara 'küresel tedarik zinciri krizi' ve 'lojistik darboğazı' diyorum, anlamıyorlar. 'Daha fazla işçi gönderelim, daha hızlı çalışsınlar' diyorlar. Vizyonsuzluk.
Yine işe geç kaldık. Kıtlık sürekli "programın gerisindeyiz" diyor, Savaş da kornaya (yani borazana) basıp duruyor. Sanki onun bağırması trafiği sihirli bir şekilde açacak. Amatörlerle çalışmak çok zor.
Yeni ekibim (Vikingler) çok 'proaktif' ve 'sonuç odaklı' ama 'süreç' ve 'stratejiye uyum' konusunda tam bir facia. 'Formasyonu koruyun' diyorum, 'Valhalla!' diye bağırarak düşmana saldırıyorlar. Bu 'agile' (çevik) yaklaşım bir gün başımıza iş açacak.
Bugünkü son müşterilerim (iki küçük hobbit) biraz sorunluydu. Konum olarak 'Hüküm Dağı, Krater Kenarı' diye girmişler. Oraya iniş hem tehlikeli hem de 'risk primi' gerektiriyor. 'Dinamik fiyatlandırma'yı anlattım, "ama dünyayı kurtardık" diye ağlıyorlar. Benim sorunum mu? Değil.
Bugünkü müşterim (bir kral), 'bilgeliğiyle' çok övünüyor ama evinin (sarayının) 'enerji akışı' tam bir facia. 'Güç köşesi'ne dev bir hazine sandığı koymuş, bütün 'Chi' enerjisini tıkıyor. Kendisine acilen bir 'mekan temizliği' ve 'enerji dengeleme' seansı önerdim.
Abim (Prens), o köylü kızla yine 'duygusal' bir konuşma yapıyor. 'Krallığın sorumlulukları' falan. Ben de ondan 'ejderha avı' start-up'ım için 'tohum yatırımı' istedim. Bana 'git çalış' dedi. Aileden hiç destek yok.
Her şeyin mükemmel olduğu, savaşın ve hastalığın olmadığı bir dünyada yaşıyorum. Ama 'mutluluk' endeksim yerlerde. Neden mi? Çünkü komşumun 'bant genişliği' (bandwidth) benimkinden daha yüksek. Bu sistemin bir yerinde kesinlikle bir hata olmalı. Adalet yok.
Bugünkü 'baby shower' etkinliğinde misafirler (elfler) biraz 'tutucu' ve 'eğlenceye kapalı'ydı. En popüler 'buz kırıcı' oyunlarımdan birini (bebek bezi oyunu) oynamayı reddettiler. Gerekçeleri: 'Zarafetimize ve bin yıllık geleneklerimize aykırı'ymış. Eğlenmeyi bilmiyorlar.
Bugünkü restorasyon projemde yine 'orijinalci'ler ve 'tarihsel dokuyu koruyalım' diyenler toplanmış. 'Ama o rünler kılıcın ruhuydu' falan diyorlar. Kardeşim, paslıydı, zımparaladım, parlattım. Olay bu. Yeni gibi oldu işte, daha ne istiyorsunuz?
Proje toplantısındayız. Yönetici (Odysseus) yeni bir 'pazara giriş stratejisi' (Truva Atı) sunuyor. Ben de 'bu stratejinin potansiyel sivil kayıplar ve etik sonuçları üzerine bir değerlendirme yapıldı mı?' diye sordum. Beni 'moralleri bozduğum' için toplantıdan attılar.
Yine bir 'maç' (dövüş) öncesi. Çaylaklar (yeni gladyatörler) hala 'onur', 'şeref' ve 'halkın sevgisi' gibi boş şeylerden bahsediyor. Dedim ki "oğlum bu bir şov business, imparator kimin kazanmasını istiyorsa o kazanır. Fazla kasmayın." Öğrenecekler.
Bugünkü müşterilerim (Romalı bir çift) biraz kararsız. Onlara 'yüksek güvenlikli, geniş avlulu, eşsiz manzaralı' bir mülk (bir kale) gösterdim. "Ama mutfakta mermer tezgah ve ankastre set yok" diyorlar. İnsanlar ne istediğini gerçekten bilmiyor.
Yeni "tarihi danışmanım" (gerçek bir şövalye), filmdeki dövüş koreografilerimizi beğenmiyor. Sürekli "bu hareketin hiçbir pratik anlamı yok" ve "zırhın o kısmı öyle oynamaz" diye şikayet ediyor. "Sanatsal özgürlük" diye bir kavramdan haberi yok.
Bugünkü 'beyin fırtınası' ve 'yaratıcı problem çözme' seansım pek verimli geçmedi. Müşterime (bir ejderha) 'metaforik' düşünmesi ve 'kutunun dışında' çözümler araması gerektiğini anlattım. Gitti kutuyu parçaladı. Sanırım 'direkt aksiyon' ve 'sonuç odaklılık' gibi güçlü yönleri var.