Gazetemize silahlı saldırıyla ilgili iddianame yazıldı, tetikçinin bağlantısı araştırılmamış | Evrensel’e saldırıya ‘basit adli olay’ muamelesi
İzmir — Gazetemizin İzmir Bürosuna 13 Ağustos gece yarısı yapılan silahlı saldırı ile ilgili soruşturmanın iddianamesi yazıldı. Savcı, gazetemize yönelik saldırıyı azmettirenlerin ortaya çıkarılmasına yönelik herhangi bir çaba içinde olmazken, saldırıyı “Mala zarar verme ve silahla tehdit” gibi adli bir olay olarak ele aldı.
Saldırıyı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Özgür Yavuzyılmaz gazete temsilciliğimize silahla ateş eden tutuklu İsa Can Biler ve onu olay yerine aracıyla getiren İbrahim Halil Yapıcı’nın “Yasaya aykırı silah bulundurma, silahla tehdit, mala zarar verme ve bu eylemlere yardım” suçlamaları ile cezalandırılmalarını istedi.
Saldırıyı görüp arkasında ne var merak etmemiş!
İzmir Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada savcı iddianamede gazeteye saldırının gelişimini özetleyerek, tetikçiyi olay yerine getiren ve saldırı gecesi gözaltına alınan İbrahim Halil Yapıcı ile iki gün saklandıktan sonra teslim olan tetikçi İsa Can Biler’in ifadelerine yer verdi. Gazetemiz temsilciliğinin önünde bulunan 10 adet boş kovanın “yasak nitelikteki fişekler” sınıfında olduğunu belirten Savcı, Evrensel yetkilileri ve avukatımızın beyanlarını, şüpheli ifadelerini, HTS ve görüntü analiz raporları ile diğer kolluk tutanaklarını incelediğini söyleyerek üç sonuca vardı: Bir, İsa Can Biler’in 6136 sayılı (ateşli silah ve bıçak bulundurma) Yasa’ya aykırı nitelikte silah bulundurmak/taşımak suçunu işlediği… İki, ‘iş yeri’ olarak andığı gazete büromuza ateş etmek suretiyle silahla tehdit suçunu işlediği… Ve üç, ‘İş yerine zarar vermiş olması’ nedeniyle mala zarar verme suçunu işlediği…
İddianamede basitçe’ iş yeri olarak anılan büronun, 30 yıldır ulusal ölçekte yayın yapan bir günlük gazeteye ait olduğu gibi önemli bir husus yer almadı. İbrahim Halil Yapıcı’nın ise “Silahla tehdit ve mala zarar verme” suçlarına yardım eden sıfatıyla iştirak etmiş olduğu belirtilen iddianame henüz mahkemeye sunulmadı.
Tetikçi büroyu hedef alarak 10 el ateş etmişti
13 Ağustos gece yarısı gazete büromuzun bulunduğu sokaktaki kamera görüntülerinden de görüldüğü üzere İsa Can Biler adlı tetikçi, elinde cep telefonu ya da navigasyon benzeri bir cihazla büromuzun olduğu sokağa gelmiş ve büromuzun kapısı ve tabelasına silahla 10 el ateş etmişti. Daha sonra geldiği yönün tersi yönde koşarak olay yerinden kaçan tetikçi İsa Can Biler, kendisini bekleyen İbrahim Halil Yapıcı’nın aracıyla olay yerinden uzaklaşmıştı.
Polis ve savcılıkta alınan ifadelerinin aksine herhangi bir sarhoşluk emaresi ya da tesadüf durumu olmadan gazetemizin kapı ve tabelasına yönelik nişan alarak silahın şarjörünü boşaltan tetikçinin bu eylemi azmettiricilerin yönlendirmesiyle yaptığına dair çok sayıda işaret bulunmasına rağmen, savcılığın soruşturmayı bu yönde genişletmediği görüldü.
Oysa, Biler’in HTS kayıtları ile gazetemizin saldırıya uğramadan önce yaptığı bazı haberler arasında bir ilişki sorgulandığında bazı izlere ulaşmak mümkündü. Örneğin saldırıdan kısa süre önce yaptığımız ve İzmir sermayesini rahatsız eden haberler ile saldırganın HTS kayıtlarındaki örtüşme, soruşturmanın genişletilebilmesi için yeterliydi. İddianamenin, bunu yapmak yerine olayı basit bir adli vaka olarak geçiştirmek istediği görülüyor.
Tetikçinin HTS kayıtları ile haberlerimiz arasında bir ilişki var
Tetikçi İsa Can Biler’in saldırıda kullandığı silahın ele geçirilememesi, kullandığı telefonun saldırının olduğu gün iletişime kapatılmış olması, kendince delilleri karartıp, söz gelimi önceden planlandığı düşünülebilecek “sarhoştum” ifadesi için gerekli muayenelerin yapılamayacağı biçimde iki gün sonra kendiliğinden ‘Teslim olması’ ve bu iki gün boyunca ‘saklanabilmek’ için kimlerden nasıl yardım aldığı gibi önemli detaylar atlandı. Oysa bu detaylar, saldırının arkasında örgütlü ve planlı davranan azmettiriciler bulunduğu yönünde kuvvetli şüphe uyandırıyor. Bunun da ötesinde HTS kayıtlarında yapılan yüzeysel bir incelemede dahi İzmir Büromuza saldırıyı kimin azmettirmiş olabileceği konusunda bazı soruların doğması için yeterliydi.
Savcı’nın sor(a)madığı sorular
O zaman savcıya kendisinin göremediği, soramadığı sorulardan bazılarını biz yöneltelim;
“Evrensel’le hiçbir husumetim yoktur” diyen tetikçinin, sarhoşluk sonucu tesadüfen gazeteye 10 kurşun sıktığı savunması sizlere inandırıcı geliyor mu? (İddianameye göre, evet!)
Saldırı sırasında kullandığı silahı 3-4 ay önce tanımadığıo birinden aldığı, saldırı sonrası da Manavkuyu tarafında bir arsaya attığı iddialarını araştırdınız mı? Biler’in, (büyük olasılıkla yalan söylediği halde) silahı attım dediği yerde bir arama yapıldı mı?
Evrensel’in yaptığı haberlerle birilerini rahatsız etmiş olabileceği, saldırının bu haberlere yönelik bir tepki/tehdit/gözdağı olduğu düşüncesi hiç aklınıza geldi mi?
Tetikçi İsa Can Biler’in HTS kayıtları üzerinden bizim yaptığımız incelemede, gazetemizde dönem dönem haberleri yapılan ve saldırıdan kısa bir süre önce de yine işçi haklarını gasp etmesi haberiyle gazetemizin manşetine konu olan patronlar ile bunlarla ilintili grup-aile bireyleri iletişim içerisinde olduğu görülüyor. Üstelik tetikçi İsa Can Biler ile aynı mahallede oturan ve hemşehrilik ilişkisi de olan bu kişilerin saldırganla yakın temas halinde olması araştırmaya değer bulunmamış mıdır?
30 yıldır çıkan bir günlük gazeteye yönelik saldırının arkasında siyasi bir saik bulunabileceği savcılık makamının aklına hiç gelmemiş olabilir mi?
Av. Devrim Avcı: Saldırıların önünü açacak bir iddianame
İddianameyi değerlendiren Gazetemizin Avukatı Devrim Avcı, “Savcılık tarafından istenen cezaların neye tekabül ettiğini anlamakta fayda var. Tehdit suçu, TCK 106. maddesinde düzenlenmiş ve silahla yapılmış olması ağırlaştırıcı sebep olarak ele alınmakta. Fail hakkında 2 yıldan 7 yıla kadar hapis istenmiş. 151. maddede mala zarar verme suçlaması. Burada da 4 aydan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezasına hükmedilme olasılığı var. Silahla ateş eden İsa ile ilgili de ayrıca 6136 sayılı Kanun’a muhalefetten de 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve günlüğü 20 bin liradan 100 günden 500 güne kadar para cezasına hükmedilebiliyor” diye anlattı.
Savcılık makamının olayla ilgili derinlemesine inceleme yapmadığını vurgulayan Av. Avcı, “Biz bunu iddianameyi okuyunca da görüyoruz. Dosyaya sunmuş olduğumuz soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin cevapsız kalmasından da anlamıştık zaten. Bunu yapmamasının en önemli nedeni, Evrensel gazetesine yapılan böylesi bir silahlı saldırının gayet planlı, amaçlı ve neyi hedeflediğini bilerek yapılmış olmasının bilinmesine rağmen tek kişi tarafından yapılmış basit bir eylemmiş gibi ele alınarak soruşturmanın kapatılmak istenmesi” şeklinde konuştu.
Yargının sadece muhalif değil herhangi bir gazeteye, gazeteciye yapılan saldıryı daha titizlikle ele alması gerektiğine dikkat çeken Av. Avcı, “Örneğin Cumhuriyet gazetesine atılan bombayı, sadece bomba atan kişinin yaptığı bir eylemmiş gibi sınırlandırmış olmak gibi bir durum. Biz dava aşamasında iddianamenin kabul edilmemesi ile ilgili gerekli başvurularımızı yapacağız. Olayın soruşturma aşamasında olmasa da kovuşturma aşamasında derinlemesine incelenmesi için elimizden geleni yapacağız. Çünkü bugün buna cesaret vermek yarın daha başka saldırıların da önünü açmak demektir. Aleyhinde haber yapılacak kişinin sadece dava açmakla yetinmemesinin, ‘Bana böyle yaparsan başına neler gelecek’ anlayışıyla hareket edebilmesinin önünü açmak demektir” ifadelerini kullandı.