4. Kısaca bu konuda atıp tutan dincilerin komplo teorilerinin (diğer tüm konularda da olduğu gibi) tamamen uydurulmuş olduğu bir gerçektir.

3. Atatürk’ün nüfus kaydı, 1928 Harf Devrimi’nden önceki uygulamaların etkisini taşıyordu. Harf Devrimi’nden sonra isimlerin yazımı standartlaşsa da, eski kayıtlar bire bir düzeltilmedi.
Bu yüzden resmî belgelerde “Kamal” biçimi kalabildi.

2. Atatürk’ün adı Osmanlıca كمال şeklinde yazılıyordu. Bu kelime “Kemal” olarak okunur; ancak Latin harflerine aktarılırken Kemal / Kamal gibi farklı transliterasyonlar ortaya çıkar. O dönemde nüfus memurları, isimleri kulaktan duydukları şekilde Latin alfabesine aktarıyordu. ++

Hatta Atatürk nefretlerinde de bunun payı var. Yakışıklı, zarif, gusto sahibi ve elegan bir adamla asla kendilerini özdeşleştiremediler.

8. tutarında bir gelir yaratıyorum. Hem gelir hem de adalet ve rekabet sorunlarını çözüyorum. İmzadır, komisyondur, Genel Kurul, imza ve resmi gazetede ilan… 1 Ocak’a kadar hepsi biter. Alın size 2026 bütçesi için harika bir gelir kalemi…

7. bir karar alınacak. TRT ile devletin basın ilan kurumu arasında yapılacak bir sözleşme ile de bu reklamların bila bedel yayınlanması sağlanacak. İki taraf da kamu kurumu olduğu için boşuna para bir cepten diğerine girmeyecek. Sayın Şimşek, kaynak arıyorsunuz ya, alın asgari size on milyar TL…

6. Kanallardan yayınması. Hem böyle bir ihtiyaç var hem de bu giderin nerdeyse sıfırlanması ihtiyacımız var. Peki birbiriyle çekişir görünen bu iki durumu aynı anda nasıl gerçekleştirebiliriz? Çok basit: bir yasal düzenlemeyle bu banka ve işletmelerin tüm reklamlarının sadece TRT’den yayınlanacağı

5. Özetle bu kanallara çıkan herkesin hayatını biz 85 milyon olarak finanse ediyoruz. Peki çözüm ne? Çok basit: Kamu kurumları elbette ücrettileri hizmeti tanıtmak için reklam verecekler. Peki bu hizmetlerin tanıtılması için en etkin yöntem ne? Bunların en yaygın ve izlenme oranı en yüksek…

Çünkü maaşları aslında geliri hazineye gelir kaydedilmesi gereken kurumların reklamlarından geliyor. Yani bu para reklam ve ilan vasıtasıyla o gazeteci, yorumcu vb kişilere gitmese hazinenin geliri daha fazla olacak. Emekli daha fazla maaş alacak, vergiler daha düşük olacak ve enflasyon azalacak…

3. Bu durumun hiç mahsuru yok. Ancak bunlar kamu reklamlarıyla ayakta tutulduğu sürece ortaya adalet açısından sorunlu bir durum çıkıyor. Hem eşitlik ilkesi ortadan kalkıyor hem de haksız rekabet ortaya çıkıyor. Aslında hükümete yakın medya gruplarında çalışanlar dolaylı olarak yarı kamu görevlisi…

2. Bu bilinçli bir zarar. Böylece hükümet propogandası yapan medya grupları bu şekilde fonlanmış oluyorlar. Belirli medya gruplarının, belirli siyasi gruplara yakın olması son derece normal ve tüm demokrasilerde olan bir durum. Hükümete yakın medya, kendi finansal kaynaklarını ürettiği sürece…