Kalp yerine yıldız (fav) atsak tam olacak :)

Bu durumun ülkenin genel sorunu olduğunu o kadar kabullendim ki insan gibi davranılması artık tuhaf geliyor. Keşke bir şey olsa da beni tam zamanlı işe alsalar, diye düşünüyorum :) Şu anda yayıncılıkta çalışmıyorum ve müdürüm gerçekten saygıdeğer bir insan. İnsan çünkü. Ancak üst yönetim :(

Tam zamanlı çalıştıklarımda benim yaptığım işleri başkalarının kendileri yapmış gibi göstermesine, adımın hiçbir işe yazılmaması için kırk takla atılmasına, emeğimin yok sayılmasına, o işi batırmışım gibi davranılmasına, yöneticilerin yaptığı hataların üzerime atılmasına, hakaretlere alışmışım.

Destek isteyecekleri ay daha iş göndermeden 3 gün evvel "Bu aralar müsait misiniz?" diye soruyorlar. "Toplamda yaklaşık şu kadar sayfalık iş göndereceğiz, günde en fazla şu kadar olur." diye bilgi veriyorlar. Ben koca taslak ders kitabı gönderip her gün "Bitmedi mi?" diye darlanmaya alışmışım.

Bu yer o kadar düzenli ve kibar ki ben bunlara alışık değilim. Akşam 9'da mesaj attıkları için "Kusura bakmayın, saati yeni fark ettim." diyorlar. Genelde de akşam yazmıyorlar zaten. Gelen her bir yazı için 24 saatlik iş bitirme sürem var. En baştan beri belli bu. Buna göre planlanıyor her şey.

kişinin ismini yazmaları gerektiğini düşünmedikleri gibi yardımcı kaynak yazan tam mesaili çalışanın da adını yazmak istemezler. Çalışanın adları duyulur da başka yere gider diye... Benim hazırladığım yardımcı kaynaklardan sadece birinde adım var mesela. Ancak dışarıdan çalışanlar baş tacıdır :)

Benim de elim doluydu tabii ama redaktör/editör tayfanın elinin doluluğunu eğitim yayıncıları önemsemez. Az mesai yapar, uykusuz kalır, aradaki açığı kapatırlar diye düşünürler. Ressama bu şekilde yaklaşmazlar. Aslında kimseye böyle yaklaşmamak gerektiğini de düşünmezler. Yeniden öykü yazdırdıkları

Bu arada zamanında çalıştığım bir yayınevinin basılalı çok olmuş bir kitapları sorunluydu. Şikâyet gelince fark etmişlerdi. Bana dediler ki "Ressamın eli dolu, resimlere uygun bir öykü yaz." Tamam deyip yazdım. Başka yazarın adıyla basıldı tabii 🤦 Eğitim yayıncılığımızın hâli <3 ben

Henüz hakkıyla Hüseyin Rahmi okumamış olmak benim ayıbımdır. Bu ayıbı kapatacağız umarım.

Biz 14 yıl boyunca tivitırın kölesi idik arkadaşlar. Takip edip etmememiz önemli değil, kim nedir biliriz.

Bir de eğitim bilmez kişiler çocuk yayını işine girmese keşke. 20 küsür kelimelik cümleleri bölmekten helak olduk. Her yaş seviyesinin bir kelime sınırı var. Bari bunları öğrenip yazın yazılarınızı :(