1848 Paris’inde Bakunin yazmış. Ekseri böyle hissettirir devrimci atmosferin tek bir kırıntısı bile.

Ülkede suçlular, korkaklar dışarıda; suçsuzlar, cesurlar, korkmayanlar hapiste, gözaltında, sorguda.
Çoktandır da böyle bu. Selçuk Kozağaçlı gibileri de kaybettik sustukça, evlere kapandıkça.

Bu süreci Gezi’yle kıyaslamayı tarihselci anlayışla yanlış buluyorum ancak gezi’de yaptığımız hatalardan biri de enerjiyi sürece yayamayışımızdı. Süreç uzun ve zorlu… Eylemselliği, dayanışmayı uzun vadeye yaymak; kitleselleştirmeye çalışmak en mantıklısı ki şu an öyle görünüyor.

Kadıköy'de buluşan yüzlerce öğrenci "genel grev genel direniş" çağrısı yapıyor.

Şimdi sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin gençlerin açtığı bu yoldan, talebe sahip çıkarak ilerleme zamanı.

#genelgrevgeneldireniş

Ingeborg Bachmann - Malina

Kliması olmayan bir otobüste, kırk derece sıcakta bir minibüstesin, trafiğin açılacağı, araçların hareket edeceği yok, inemezsin, şu ılınmıs, için bunalmış, göz kapakların bile terlemiş. Sarı bir hava, sessiz bir minibüs, umutsuz ve tanımadığın bir şoför. İşte böyleydi günlerim bir süre.

Sanırım Twitter'daki sosyal deneylerden kacip buraya siginacagim. Bir manyagin elinde yitip gitti güzelim site.