Eşitsizliğin çığlığı: Dünyanın yarısı, 56 bin kişiden daha yoksul

🔻Eş Sözcümüz @AhmetAsena, Fikri Sönmez Vakfı tarafından #Mersin’de gerçekleştirilen Yerel Yönetim Politikaları Ve Deneyimleri panelinde partimizin yerel yönetim yaklaşımını anlattı. 🔻Yaşanmış yerel yönetim deneyimlerinin geleceğe aktarılması ve yerel demokrasinin önemine https://t.co/cf8dTFA6jq

Bursa'da gazetecilik yaptıktan sonra mesleki yaşamına İstanbul'da devam eden gazeteci Osman Çaklı, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, 'suçu ve suçluyu övmek' ile 'Cumhurbaşkanı'na hakaret...

Şırnak Ekoloji Derneği: “Katliamı yapan güvenlik gücü elemanları hakkında derhal gerekli işlemleri yapmaya çağırıyoruz.”

TBMM'de stajyer kız çocuklarının cinsel istismara maruz bırakıldığı iddiası üzerine Meclis Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması yapmak isteyen Ankara Kadın Platformu üyeleri ve kadın milletvekillerin...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) verdiği kararın üzerinden 37 gün geçtiğini hatırlatan DEM Partili Dilan Kunt Ayan, kararın uygulanmamasının ciddi bir hukuki sorun oluşturduğunu belirtti.

📢 İnsan Onuruna Yaraşır Düzeyde, Milli Gelire ve Enflasyona Oranlı Asgari Ücret için Yola Çıkıyoruz İmza kampanyamıza katılmanızı ve gücümüze güç katmanızı bekliyoruz.👇🏻 https://t.co/yKoSyIVUJ2 https://t.co/lePQipLmBL

Köşker, “Ne yaparsa yapsın başına bir iş gelmediğini gördüğümüz karanlık, derin bir adamdı” dedi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada dünyada ve Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerinin son bulması için toplumun tüm kesimlerini haklarına, özgürlüklerine ve geleceklerine sahip çıkma ve örgütlü mücadele çağrısı yaptı. “Ülkedeki temel hak ve özgürlükler kâğıt üzerinde kaldı” Türkiye’nin, Evrensel Bildirgeyi bir yıl sonra imzalamasına rağmen, ülkedeki temel hak ve özgürlüklerin büyük ölçüde kâğıt üzerinde kaldığı ifade edilen açıklamada, “Türkiye’de düşünceyi ifade ve örgütlenme özgürlüğünün fiilen ortadan kaldırılması, sendikal faaliyet üzerinden fiilen ve keyfi olarak suç üretme çabaları devam etmektedir. Anayasa’da yer alan toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasaklanmakta, en temel demokratik tepkilerini gösteren öğrenciler, gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları gözaltına alınarak tutuklanmaktadır” “Türkiye’nin insan hakları karnesi karanlık” Türkiye’nin insan hakları karnesinin tarihte hiç olmadığı kadar karanlık olduğu belirtilen açıklamada, “İktidar gibi düşünmeyen, tüm kişi ve kurumlara yönelik olarak hayata geçirilen hak ihlalleri her geçen gün artmaktadır. Yasal olarak kalkmasına rağmen fiilen sürdürülen ve darbe dönemlerini aratmayan olağanüstü yönetim anlayışının yansıması olarak hukuksuz bir şekilde sendikal faaliyetlerin engellenmesi, demokratik eylemlerin suç sayılması, iktidarın yargı kararlarını doğrudan etkileyen bir tutum göstermesi “tek adam rejimi”nin kaçınılmaz sonucudur” ifadeleriz kullanıldı. “KHK’ler nedeniyle ortaya çıkan hak ihlalleri devam ediyor” 20 Temmuz 2016’da sonrasında ilan edilen OHAL ve sonrasında çıkarılan KHK’ler nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin devam ettiğine işaret edilen açıklamada şöyle denildi; “130 bine yakın kamu görevlisinin savunmaları bile alınmadan işten atılması, hiçbir yerde çalışma hakkı tanınmaması, sosyal haklarına ve banka hesaplarına el konulması, keyfi gözaltılar, tutuklamalar, işkenceler ve bunun gibi ne kadar hak ihlali varsa hepsi geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilmiştir. İktidarın ihraç edilen ya da açığa alınan kamu görevlileri için ‘bir daha geri dönmemek üzere kamu görevinden çıkarma’ kararı vermesi, ihraç edilen kamu görevlilerin ‘yaşam hakkı’ ve ‘çalışma hakkı’na yönelik açık bir tehdittir” “Seçme ve seçilme hakkı ihlal edildi” Muhalif belediyelere kayyım atanmasının, temel bir insan hakkı olan seçme ve seçilme hakkının ihlali anlamına geldiğinin altı çizilen açıklamada; “İktidarın seçimle alamadığı belediyeleri kayyım atayarak ele geçirmesi, seçilmiş yöneticilerin halkın iradesi doğrultusunda görev yapma hakkını gasp eden bir uygulamadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. protokolünün 1. maddesi, serbest seçim hakkını güvence altına alırken, halkın seçtiği yöneticilerin görevden alınarak yerine atanmış kişilerin getirilmesi bu hakkın ihlal edilmesi anlamına gelmektedir” denildi. "Eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerine yönelik baskılar sürekli artıyor" “İktidarlar, gücünü önceden belirlenen kurallar ve yasalardan almak zorundadır. Ancak yasaların ve kuralların olması, temel hak ve özgürlüklerin yasalarda yazılı olması tek başına yeterli değildir. Yasalara ya da kurallara uyulması ve onların çizdiği sınırlar içinde hareket edilmesi başta iktidar olmak üzere, herkesin öncelikli sorumluluğudur” denilen açıklamada şunlar ifade edildi; “Türkiye’de insan olmak, emekçi olmak, kadın olmak, çocuk olmak ve hak aramak her geçen gün zorlaşmaktadır. İktidarın giderek artan baskıcı politikaları kadınların ve çocukların daha çok şiddet görmesine ve şiddete karşı daha savunmasız bırakılmasına neden olmaktadır. Kadınların yaşam hakkı ve çalışma hakkı başta olmak üzere, eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerine yönelik baskı ve tehditler azalmak bir yana sürekli artmaktadır.”

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor’un Edirne Cezaevi ziyareti sırasında Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin tüm zorluklara rağmen AB üyelik müzakerelerine geri dönmesinin “tüm…

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yürütülen sürecin parçalanma değil onurlu birliği sağlayacak bir süreç olarak tanımlarken, Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise Abdullah Öcalan'ın…

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yürütülen sürecin parçalanma değil onurlu birliği sağlayacak bir süreç olarak tanımlarken, Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise Abdullah Öcalan'ın çağrıs...