suna
@blusulger.bsky.social
190 followers
120 following
53 posts
Güneşin ışığı hepimiz için!
Posts
Media
Videos
Starter Packs
Reposted by suna
Sendika.Org
@sendika.org
· 1d
Hacettepe’nin palalı saldırganları ifşa oldu, kamuoyu soruyor: Ali Yerlikaya harekete geçmek için neyi bekliyor?
Hacettepe Üniversitesi’ndeki faşist provokasyonda yer alan palalı saldırganları ve daha önce yer aldıkları saldırıları “Maskelerini Sendika.Org indiriyor: Hacettepe’deki palalı çetenin kimlikler...
sendika.org
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
BirGün Gazetesi
@birgun.net
· 10d
Hakkında fezleke hazırlanan CHP'li Bulut: İsmim iftiranameye monte edilmeye çalışılıyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, "İsmimin, hiçbir somut delile dayanmayan iddianame görünümlü bir iftiranameye asılsız biçimde monte edilmeye çalışıldığını görüyorum. Bu operasyonel meti...
www.birgun.net
Reposted by suna
BirGün Gazetesi
@birgun.net
· 14d
Hakan Tosun bugün defnedilecek: Nurtepe'de yürüyüş düzenlenecek
Esenyurt’ta uğradığı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazeteci Hakan Tosun, bugün Kağıthane Cemevi’nde düzenlenecek törenin ardından Ayazağa Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Tosun için saat 13.00'te Nu...
www.birgun.net
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Reposted by suna
Evrensel Gazetesi
@evrensel.net
· Sep 21
OVP’deki ‘güvenceli esneklik’ mevcuttan beter
2026-2028 yıllarını kapsayan orta vadeli programın “öncelikli reform alanlarına yönelik düzenlemeler” bölümünde emeği ve işçileri ilgilendiren önemli hedefler yer almaktadır.
Bunlardan bir kısmı, bu bölümün “istihdam” ana başlığı altında düzenlenen “Yeni nesil çalışma biçimleri ve sektörel dönüşümlere uyumun sağlanması” amacına uygun düzenlemelerdir. “Uyum” gibi masum bir başlık altında önemli hak kayıpları içeren yasa ve idari düzenlemelerin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
Buna göre “Yeni nesil çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler” gerekçe gösterilerek, “iş gücü piyasasının ihtiyaçları” doğrultusunda esnek çalışmanın yaygınlaştırılacağı bir mevzuat düzenlemesi hedeflenmektedir. Bu hedef için öngörülen süre ise 2026 yılının ilk çeyreği. “Güvenceli” kelimesi ile süslenen yeni esnek çalışma modelleri için bu sürede hem yasal değişiklik hem de idari düzenleme yapılması planlanmıştır.
“Esneklik” ve “güvence” kelimelerinin yan yana kullanılması, esnek çalışmayı kabul edilir kılmak içindir. Bugüne kadar uygulanan esnek çalışma modellerinden hiç birisi işçilerin haklarını ilerletmemiş, aksine patronların ihtiyacı dikkate alınarak geliştirilmiştir.
Bu vesileyle mevcut esnek çalışma modellerinin ne olduğunu hatırlayalım: Belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışma, geçici işçilik, kiralık işçilik, yarı zamanlı çalışma, taşeron (alt işverenlik) sistemi, çağrı üzerine çalışma, deneme süreli iş sözleşmesi, fazla çalışma, denkleştirme, telafi çalışması.
OVP’nin ‘güvence’ kısmı
Şimdi yeni esnek çalışma biçimleriyle işçileri bölmek, birleşmelerini ve örgütlenmelerini engelleyecek yeni araçlar geliştirmek istiyorlar. Yeni esnek çalışma biçimleri için yasal düzenleme yapma hedefi açıkça ortaya konulduğuna göre, bu esnekliğin güvencesinin ne olduğunu anlamak için de yine OVP’ye bakmak gerekecek.
Bir işçi “güvence” denilince ne anlar? Elbette ilk olarak iş güvencesi aklına gelecektir. Bu da olumlu bir gelişme olacaktır. Öyleyse OVP’yi bu gözle inceleyerek güvence ile ne önerildiğini görebiliriz.
Ancak OVP’de iş yeri bazlı iş güvencesine, yani işçilerin kolaylıkla işten çıkartılmasını engellemeye yönelik ilişkin tek bir satır yer almamaktadır.
Güvence ile kastedilenin ne olduğu, esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi hedefinden hemen sonraki öneride gizlidir. Buna göre “Güvenceli esnekliği artırmak amacıyla” İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklı pasif iş gücü programlarından yararlanma koşullarının kolaylaştırmasının sağlanması hedeflenmektedir. Yan sıra “İş gücünün beceri uyumunun iyileştirilmesi” ve “İstihdamın desteklenmesi” hedefiyle İşsizlik Fonunun patronların kullanımına açılması, işçinin güvencesi, esnekliğin “güvenceli” kısmı olarak sunulmaktadır.
İşçiye değil patrona güvence
Yani işçiler için güvence dedikleri kesinlikle iş güvencesi değildir. OVP’de yer alan güvenceli esneklik kavramı, işçinin bir iş yerindeki işini korumayı amaçlamıyor. Aksine patronların kolayca işçi çıkartmasını sağlamayı, önerdiği yeni çalışma modelleriyle kıdem tazminatı hakkının gasbedilmesini, işe iade davalarını açma koşullarını ortadan kaldırmayı hedefliyor.
İşçiler için güvence dedikleri aslında İŞKUR’un halen yaptığı “işbaşı eğitim programlarının” geliştirilmesinden, kapsamının ve kapasitesinin genişletilmesinden ibaret.
İŞKUR’un programlarında geçici çalışmayla, uzun vadeli sigorta kollarından, emeklilik hakkından dahi mahrum bir şekilde çalışma imkanlarının geliştirilmesinin adına “güvence” diyorlar.
Güvenceli esneklik dedikleri mevcut esneklikten de beter.
www.evrensel.net
Reposted by suna
Evrensel Gazetesi
@evrensel.net
· Sep 21
ABD medyası Trump’a yaranıyor; Demokrat Parti halinden memnun
ABD’de, Biden dönemi dahil, kampüslerde protestolar yasaklandı, askeri teçhizatlı polisler protesto alanlarını bastı, protestolara katılanlar disiplin cezalarıyla karşılaştı, kimisi oturum izni olmasına rağmen sınır dışı edildi, kimisi de okul gazetesine İsrail’in Gazze’deki soykırımına karşı yazı yazdı diye sokak ortasında maskeli sivil polislerce kaçırıldı ve göçmen gözaltı merkezlerine gönderildi. Filistin’de son iki yılda ABD bombaları, desteği ve finansmanıyla toplam 278 gazeteci öldürüldü. Brown Üniversitesine göre 7 Ekim 2023’ten bugüne Filistin’de öldürülen gazeteci sayısı, ABD iç savaşı, I. ve II. Dünya Savaşları, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı ve 11 Eylül sonrası Afganistan savaşında öldürülen gazeteci sayısının toplamından daha fazla. Yine İsrail ve yine Amerikan bombaları ve desteğiyle, geçtiğimiz hafta sadece bir saldırıda Yemen’de 31 gazeteciyi öldürdü.
Son günlerde de önceki hafta suikasta uğrayan faşist demagog Charlie Kirk hakkında kötü konuşan itfaiyeciden gazeteciye birçok kişi ya işinden oldu ya da iş yerinden sosyal medyaya çeşitli baskılara maruz kaldı. Kirk hakkında iyi konuşmadı diye işinden olanlardan biri de ABC televizyonunda, kanaldan yıllık 16 milyon dolar kazanan Gece Programı Sunucusu Jimmy Kimmel. İşte bağımsız diye akademiden popüler medyaya sürekli pohpohlanan, propagandası yapılan o Amerikan medya şirketlerinden, Disney’in sahibi olduğu, ABC televizyonu Trump’a yaranmak için Kimmel’i kovunca, ancak o zaman, Amerikan ana akım medyası ve muhalif geçinen liberal yorumcu ve politikacıları ifade ve basın özgürlüğünü hatırladı ve nihayet sesini yükseltti. Örneğin Filistin’de öldürülen gazetecilerle ilgili bir şey söylemeyen sunucu ve yorumculardan “Hepimiz Jimy Kimmel’iz” yorumları ve “otokrasi”ye karşı uyarılar geldi.
Tanıdık yaranmalar ve tehdit ve baskılar
Televizyon programında Kimmel “Hafta sonu MAGA çetesinin [Trump destekçileri] Charlie Kirk’ü öldüren bu çocuğu kendilerinden biri değilmiş gibi nitelendirmeye çalışmasıyla yeni bir dip gördük” dedi ve “Bundan siyasi puan kazanmak için de ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar” diye ekledi. İngiltere ziyareti sırasında gelen soru üzerine Trump “Kimmel her şeyden önce reytingleri kötü olduğu için ve harika bir beyefendi olan Charlie Kirk hakkında korkunç şeyler söylediği için kovuldu” dedi. “Onu uzun zaman önce kovmaları gerekirdi. Yani, buna ifade özgürlüğü diyebilirsiniz ya da demezsiniz. Yetenek eksikliğinden kovuldu” dedi. İngiltere dönüşünde uçakta ise gazetecilere ABD’deki tüm yayınları düzenleyen Federal İletişim Komisyonunun (FCC) başkana saldıran yayıncıların lisanslarını iptal etmeyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi: “Bir yerlerde televizyon kanallarının bana yüzde 97 karşı olduğunu, yine yüzde 97 olumsuz olduğunu okudum. Yine de [seçimleri] kolayca kazandım... Yani, lisans alıyorlar. Belki de lisanslarının ellerinden alınması gerektiği düşüncesindeyim. Bu [FCC Başkanı] Brendan Carr’a bağlı.” Bu bize çok tanıdık tehdide FCC Başkanı Carr da çok tanıdık şekilde hemen atladı tabi. “Bu şu anda Disney için çok ama çok ciddi bir sorun” dedi. “FCC tarafından kendilerine verilen bir lisans var ve bu, kamu yararına faaliyet gösterme yükümlülüğünü de beraberinde getiriyor.”
İfade ve basın özgürlüğüne ve demokrasiye açıktan bu saldırı karsısında birçok yorumcu ve gazeteci geç de olsa haklı olarak isyan eden yorumlarda bulunuyor. Muhalefetteki Demokrat Parti mensupları da aynı şekilde herhangi bir yorumcu gibi yorumlar yapıp geçiyorlar. Hatta Senato perşembe günü oy birliği ile suikasta uğrayan Kirk’in doğum gününü “Charlie Kirk’i ulusal anma günü” olarak ilan etti. Filistin yanlısı yorumlar yapana kadar Demokratların favori yazarlarından Ta-Nehisi Coates yakın tarihli bir konuşmasında soykırımdan demokrasiye bir çizgi çekmişti: “Şu anda insanların kendilerine Demokrat Partinin demokrasiye yönelik bu saldırıyı neden savunamadığını sorduğu bir noktadayız... Ve size şunu söyleyebilirim ki, eğer soykırımda kırmızı çizginizi çekemiyorsanız, muhtemelen demokraside de çekemezsiniz.”
www.evrensel.net