Zeynep 🦋☀️🪷
banner
Zeynep 🦋☀️🪷
@zeynepdiyebiri.bsky.social
45 followers 22 following 230 posts
🔭 Psikoloji | Psikanaliz | Jung | DEHB “Her farklılık, yeni bir renk.”
Posts Media Videos Starter Packs
Pinned
“Neden bu kadar hassassın?” dediler…
Hayır, ben hassas değilim.
Ben sadece fazlasıyla hissediyorum.
Çünkü beynim, duygulara ve dış dünyaya karşı biraz daha açık çalışıyor.

Sesleri daha derinden duyuyorum.
Bakışları daha sert algılıyorum.
Reposted by Zeynep 🦋☀️🪷
Eğer baba eve geldiğinde o evdeki çocuk/lar heyecanlanmıyor, mutlu olmuyorlarsa, babanın babalık işlevini yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Bu evde belki tüm yaşam masraflarını karşılayan biri olabilir, ama gerçek anlamıyla bir “baba” yoktur, “babalık işlevi” (paternal function) denen işlev eksiktir.
“Hiç düşünmeden evet demek yerine, “Bunu biraz düşünmem lazım,” demeyi deneyin.” s.68

Kişisel Gelişim Çılgınlığında Kendiniz Kalabilmek
Heyecanla bekliyorum 🥹🙏🏻
Kasım'da Türkiye'ye geliyorum. 2019'dan sonra ilk kez (herkese açık, ücretsiz, yüz yüze, İstanbul'da) söyleşi. 22 veya 23 Kasım. Duyuracağım.
Çok nadir geldim/geliyorum biliyorsunuz.
Reposted by Zeynep 🦋☀️🪷
Masallarda hep şunları dinleyerek büyüdük: Çirkin/kötü/zalim bir erkek. Ona sabrederse murada eren kız.

O masalları dinleyen, anlatan herkesin içine işledi bu. Masalın tersinin, yani çirkin, kötü ya da zalim bir kadına (ör: bir cadıya) sabrederse murada eren erkeklerin olmamasını normalleştirerek.
Reposted by Zeynep 🦋☀️🪷
Sevmek, Sevilmek, Cinsellik kitabımı yazmaya başladım. Daha önce hiç yapmamıştım ama böyle bir paragraf eklemeyi düşünüyorum Giriş'te. George'un lösemi teşhisinden dolayı, bunun anlamlı olabileceğini düşünüyorum. Sizce?
bunların ailesi üzerindeki etkilerinden nasıl sorumlu olacağını bilmeyen, bir de en önemsizi; çocuğu olacak bir adam.”

Dr. Gabor Mate, s.143-144
davranışlarının yükü ailesi tarafından taşınan bir adam; işkolikliği evde fiziksel ve duygusal yokluk, hatta ihmal biçimini ele alan bir adam; kendi iç dramını bağımlı bir adam eylemlerinden ve zihin durumlarından veya
“Dışarıdan bakıldığında başarılı bir doktor ve köşe yazarıydım. Gelgelelim kendi içimde ve evimizin dört duvarlı dünyasında kimdim? Depresif, endişeli, psikolojik açıdan az gelişmiş bir adam, temel yaralarını ele almasına yıllar olan; işlevsiz, dengesiz ve duygusal olarak düşmanca
“Çocuk üzerinde en güçlü psişik etkiye sahip olan şey ebeveynlerin yaşamadığı hayattır.”

s.55
Reposted by Zeynep 🦋☀️🪷
Kronik depresyonda olan kimselerin şöyle bir ortak özelliği olduğunu düşünüyorum: Göründüklerinden çok daha kötü durumdalar her zaman. Zaten kronik depresyonda olmalarının nedeni o; başkalarının duygularını öncelemek, başkalarının mutluluğunu düşündükleri için kendi (olumsuz) duygularını bastırmak.
Sinir sisteminiz, görmezden geldiğiniz her sınırı, bastırdığınız her ihtiyacı ve kendinizi zorladığınız her anı unutmadan kaydeder.
O yüzden, büyük bir çöküşe dönüşmeden önce bedeninizin size gönderdiği o küçük, nazik uyarılara kulak verin.
O kadar değerlisiniz ki. Sizi çok seviyoruz💙💙💙💙
Reposted by Zeynep 🦋☀️🪷
Çocukluğunda denize girmiş biri, çocukluğu boyunca hiç denize/suya girmemiş birini anlayamaz.

Mesele burada deniz/su değil. Çocukluğu boyunca denize/suya girme imkanı olmamış birinin hikayesinde muhakkak yanlış olan, hatta ciddi şekilde yanlış olan çok şey vardır. Deniz burada önemli bir ipucudur.
“Bağımlılık bir hastalık değildir; acıdan kaçmak için geliştirilen bir baş etme biçimidir.”
— Gabor Maté, In the Realm of Hungry Ghosts (2008)
''Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki,
Aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok...''

—Jean Paul Sartre
dördüncü adımda düşünceni yeniden değerlendirip daha şefkatli bir alternatif bul;
beşinci adımda ise yeni düşünceni gün boyu bilinçli olarak tekrar et.
Çünkü beyin, tekrarlarla yeni yollar açar ve sen kendi zihninin iplerini eline aldığında değişim başlar.
5 Adımlı Nöro Döngü yöntemi,
beynin yeniden yapılanma gücünü kullanarak kaygını dönüştürmene yardımcı olur.
İlk adımda duygularını ve tetikleyen düşünceleri fark et; ikinci adımda bu düşüncenin kökenini sorgula;
üçüncü adımda içindekileri yazarak zihnini somutlaştır;
“Üzgün olduğunuzda” diyor,
Halil Cibran “tekrar kalbinize dönün. göreceksiniz ki, daha önce sevinciniz olan bir şey için ağlıyorsunuz.”
* Daha önce hiç yapmadıkları şeyler için gelen davetleri kabul ederler
* En sevdiği rengi ya da yemeği değiştirmekte tereddüt etmezler

Defalarca sıfırdan başlarlar. Yaşlanmaktan korkmazlar.

Sahneye çıkarlar, saçlarını kestirirler, aşk için çılgınca şeyler yaparlar ve tek yön biletler alırlar."
"İlginç bir yaşam süren insanların gurur ya da kibirle işleri yoktur. Onlar:

* Şehir değiştirirler
* Hiçbir garantisi olmayan projelere cesurca başlarlar
* Kendilerinden tamamen farklı insanlarla ilgilenirler
* Henüz yeni bir iş bulmadan istifa ederler
Değersiz hissettiğinde, bu senin gerçekliğin değil; çocukluğunda içselleştirdiğin bir ses olabilir.
O sesi şefkatle dönüştürmek, kendi değerini yeniden hatırlamak mümkün.
Unutma, kendi değerini önce sen görebilirsin; sonra dünya seni ona göre görür.”
Kimse seni değersiz hissettiremez.
Onlar ancak sende zaten var olan değersizlik hissine dokunur.
Bu his de bir kader değil, öğrenilmiş bir duygudur.
Görülmemek, onaylanmamak, eleştirilmek… bunlar zamanla içimize ‘ben değersizim’ inancını yerleştirir.

Ama sen bugün bu inancı sorgulayabilirsin.
Birinin her zaman ‘bulunabiliri’ olmayın.
Kendi sınırlarınızı, kendi varlığınızı koruyun.
Çünkü gerçek değer, yokluğunuz hissedildiğinde anlaşılır.
Bazen birinin hayatında ne tam varsınızdır ne de yoksunuzdur.
Hep orada olmanız, her zaman ulaşılabilir olmanız sizi değerli kılmaz; aksine görünmez kılar.
Çünkü sürekli hazır ve bekleyen bir varlık, zamanla alışkanlığa dönüşür, kıymeti fark edilmez.
Buna izin vermeyin.