Terör Örgütlerinin Tasfiyesi İçin ‘Tasfiye Yasaları’ Gerekiyor Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde yaptığı açıklamada, “Terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili hukuk devleti çerçevesi içinde yasal düzenleme ...

PKK’nin fesih, silah bırakma ve Türkiye’den çekilme kararlarına karşın siyasi iktidarın Kürt halkının taleplerine dair somut adım atmaksızın devam ettirdiği ‘süreç’ kapsamında AKP’nin hazırladığı rapor, dün Meclis Genel Sekreterliğine sunuldu. 60 sayfa ve 15 bölümden oluşan rapor, iktidarın meseleyi gerçek bir “çözüm” ve “demokratikleşme” üzerinden ele almadığını, silahlı güçlerin tasfiyesiyle sınırlı bir yaklaşım içinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Raporda ne kayyım uygulamasının son bulmasından ne de siyasi mahpusların özgürlüğünden bahsedildi. Ana dilinin kullanımı ve ana dilinde eğitime dair sadece önceki düzenlemelerin hatırlatıldığı raporda, Abdullah Öcalan’a ‘umut hakkı’na yer verilmedi. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirilerini hatırlatan ifadelerin yer aldığı raporda, silah bırakan PKK’lilere dair yasal düzenlemenin “müstakil ve geçici” olması gerektiği vurgulandı. Bu adım için ise “Silah bırakma ve tasfiyenin devlet tarafından tespit ve teyit edilmesi” şartı öne sürüldü. Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) dair ise “Suriye ve Irak sahasında, hiçbir terör yapılanmasının yaşamasına müsaade edilmeyecektir. Türkiye’nin sınır hattında bir terör koridoru oluşturmaya dönük her girişim, ulusal güvenlik açısından kırmızı çizgi olarak görülmektedir. PKK’nin bölgedeki ve Suriye’deki bütün unsurlarının tasfiyesi ve 10 Mart mutabakatının gereği bir an evvel yerine getirilmelidir” denildi. Başlangıç için ‘Ahlat’ işaret edildi Raporda sürecin başlangıcı olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’teki Meclis açılışında DEM Parti grubuyla tokalaşması değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Ağustos 2024’te Ahlat’ta yaptığı konuşmadaki “Ortak geçmiş ve ortak gelecek” sözü ve 30 Ağustos’un yıl dönümündeki “İç cephenin güçlendirilmesi” çağrısı işaret edildi, “[Bunlarla] Terörsüz Türkiye hedefi başlamıştır” denildi. Erdoğan’a ve ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “sürece liderlik yaptıkları” için teşekkür edildi. ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı’ Raporda Kürt meselesinin çözümüne dair taleplere yer verilmezken AKP’nin programından alıntılar yapıldı. “AK Parti programında, kültürel farklılıkların ayrışmayı değil birlikte yaşamayı gerekli kıldığı belirtilerek, ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı’ kavramı üzerinde durulmaktadır” ifadelerine yer verildi. Dünyadaki çözüm deneyimleri reddedildi AKP’nin raporunda dünyadaki benzer süreçlere dair deneyimleri reddeden bir tutum sergilendi: “Türkiye’nin kırk yılı aşan terörle mücadele birikimi dikkate alındığında, esas başarının ülkemizin kendi tecrübesi, toplumsal gerçekliği ve devlet geleneği ile şekillenecek özgün bir model ile, yani ‘Türkiye Modeli’ ile elde edileceği izahtan varestedir. İngiltere, İspanya, Latin Amerika veya Asya bağlamlarında geliştirilen modeller, Türkiye için ne doğrudan nakledilebilir bir şablon ne de aynen taklit edilebilecek bir hukuki iskelet olarak görülmelidir.” ‘Tespit ve teyit’ şartı Raporda, PKK’nin “silah bırakmasının, kendisini tasfiye ettiğinin, varlığının sona erdirilmesinin devlet tarafından tespit ve teyit edilmesi” atılacak bütün yasal ve idari adımlar için şart koşuldu; “Bu tespit ve teyit olmadan hiçbir ileri aşamaya geçilmemelidir” denildi. Ayrıca, “Tespit ve teyit sürecinde örgütün silahlı kapasitesinin ortadan kalktığına, lojistik ağların sürdürülebilir bir tehdit oluşturamayacak ölçüde dağıtıldığına ve silahların sahada tekrar kullanılmasına imkan bırakmayacak biçimde imha edildiğine dair somut tespit ve delillerle ortaya konulmalıdır” şartları sıralandı. SDG için ‘kırmızı çizgi’ çekildi Raporda “Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge” kodlaması yapılarak, ‘çözüm’ Suriye’deki entegrasyon sürecine ve 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesine bağlandı: “Türkiye’nin bu çerçevedeki temel ilkesi açıktır: Suriye ve Irak sahasında, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden hiçbir terör yapılanmasının yaşamasına ve genişlemesine asla müsaade edilmeyecektir. İster vekalet örgütleri üzerinden ister paramiliter yapılar üzerinden olsun, Türkiye’nin sınır hattında bir terör koridoru oluşturmaya dönük her girişim, ulusal güvenlik açısından kırmızıçizgi olarak görülmekte ve devletin bütün kurumları tarafından kararlılıkla ele alınmaktadır… Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge vizyonunu bağdaşık ve bütünleşik bir vizyon olarak kodlaması, bu anlam zeminine yönelik bir husustur. Bu kapsamda Türkiye’nin meseleye bakışı nettir: PKK’nın bölgedeki ve Suriye’deki bütün unsurlarının, örgütün bileşen ve uzantıları oldukları gerçeğinden hareketle, tasfiyesi ve Şam yönetimi ile imzaladıkları 10 Mart mutabakatının gereğini bir an evvel yerine getirmeleridir.” ‘Müstakil ve geçici’ yasa Raporda şartlara bağlanan yasal düzenlemeye ilişkin de “Müstakil ve geçici bir kanun niteliğinde hazırlanması tercih değil, zorunluluktur” denildi. Bu kanunun, “İzleme ve doğrulamaya ilişkin mekanizmaları, kapsam ve sınırları, usule ilişkin hükümleri, denetimli serbestlik uygulamalarını, erteleme ve infaz düzenlemelerini, idari makamların sorumluluk, görev ve yetkilerini, gözlem süreçlerini ve istisnai hükümleri bir bütünlük içinde düzenlemesi gerektiği” söylendi. İhtiyaçlara bağlı olarak, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, İnfaz Kanunu ve diğer mevzuatlarda da “sınırlı ve yalnızca terörün ortadan kaldırılması ve örgütün feshine yönelik düzenlemeler yapılabileceği” belirtildi. Düzenlemede, PKK’lier arasında “işlenen fiilin ağırlığı ve toplumsal etkisi bakımından da ayrım yapılması” önerildi. ‘Siyasete müdahaleye izin verilmeyecek’ Raporda, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu gibi kanuni çerçevelerin de ele alınacağı belirtilirken, “Demokratik siyasetin önündeki tüm sınırlandırıcı unsurlar kaldırılırken; terörün ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine hiçbir surette izin verilmeyecektir” denildi. “Terörün ortadan kalkmasıyla birlikte terör dolayısıyla alınan siyasi-hukuki idari tedbirlerin uygulanmasına gerek kalmayacaktır” diye eklendi. Gözler madenlerde Raporun “Ekonomik Etkiler” bölümünde bölgenin doğal ve beşeri kaynaklarının şimdiye kadar “sınırlı biçimde kullanılabildiği”, “madencilik gibi alanlarda ortaya çıkabilecek geniş ölçekli ekonomik imkanların değerlendirilemediği” söylendi. “Terörün sona ermesi, bu bölgelerde üretim, ticaret, bölgesel entegrasyon ve istihdam açısından yeni bir kalkınma döneminin kapılarını aralayacaktır” ifadeleriyle kaynakların serma için kullanılacağına işaret edildi. Komisyon gelecek hafta toplanacak Komisyonun ortak rapor çalışmaları için ilk toplantı önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek. Önceki gün bir araya gelen komisyondaki partilerin grup başkan vekilleri, gelecek hafta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında tekrar toplanmak üzere anlaştı. Ortak raporun yeni yıl olmadan tamamlanması hedefleniyordu ancak vakit daralıyor.

18 Aralık 2025 Demokrat Kocaeli Yılport Limanı’nda görev yapan ve bazıları 20 yıllık kıdeme sahip yaklaşık 100 güvenlik görevlisinin işten çıkarılarak yerlerine daha düşük ücretli taşeron person...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Bu ülkede emekliler yoksul değil; yoksullaştırılmıştır. Bu ülkede emekliler korunmasız değil; bilinçli olarak korunmasız bırakılmıştır. Bu ülkede yaşanan...

Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararıyla 235 emniyet müdürü emekliye ayrıldı. Listede dikkat çeken…

Sezgin Tanrıkulu, "Bu ülkede emekliler yoksul değil; yoksullaştırılmıştır. Bu ülkede yaşananlar kader değil; Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sosyal devleti tasfiye etme politikasının adıdır" dedi.

ABD'nin Minnesota eyaletinde, "ucuz ama şık" konseptiyle geniş bir müşteri kitlesine ulaşan moda markası Primp, 15 yıllık faaliyetine son verme kararı aldı.

Ahmet Karamus, Suriye’de radikal İslamcı grupların bir proje dahilinde öne çıkarıldığını belirterek, bu sürecin Kürtlerin demokratik kazanımlarını hedef aldığını, Kürt