Eylem Nazlıer [email protected] İstanbul– İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip ardından tutuklanmasına karşı düzenlenen protestolara katılan üniversite öğrencilerinin barınma hakkı gasbedilmek isteniyor. Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında kalan eylemlere katılan öğrenciler yurttan kalan atılma tehdidi yöneltiliyor. Bazı öğrenciler, yurt yönetimlerinin tehditleri nedeniyle yurttan çıkmak zorunda kalırken bazı yerlerde yurt yönetimleri, öğrencilerin kişisel eşyalarını çöp poşetlerine koyarak öğrencileri yurttan çıkardı. Demokrasi, adalet ve geleceklerine sahip çıkmak için eylemlere katıldıklarını, bunun suç değil Anayasal hakları olduğunu hatırlatarak barınma haklarının ihlal edilmesine isyan ediyor. “Yurt yönetimi savunma istedi” Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü birinci sınıf öğrencisi, KYK’ya bağlı Kocaeli Erkek Yurdu’nda kalıyordu. Eylemelere katıldığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan öğrenci, yurt müdürünün odasına çağrıldığını belirterek “Ne olduğunu bilmiyordum. İçeri girince bir kâğıt verdiler. Gözaltına alındığımı biliyorlardı” ifadelerini kullanarak hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını bildirdiklerini söyledi. Üç iş günü içinde yazılı savunma vermesinin istendiğini ardından hakkındaki kararın disiplin kurulunca verileceğinin aktarıldığını anlatan öğrenci “Bir memur ‘Bu tür olaylarda genellikle yurttan atma kararı çıkıyor. Hazırlıklı ol’ dedi. Ben de avukata danışarak savunmamı hazırladım. Ama yurttan atılırsam kalacak yerim yok. Ailem olanları bilmiyor. Şimdilik arkadaşlarımın evine sığınacağım.” “Barınma hakkım gasbediliyor” Eylemlere katıldığı için vakıf bursunun da kesildiğini belirten öğrenci “Ekonomik olarak da çok zorlanacağım yurttan atılırsam bir de eve çıkmak zorunda kalacağım. Çalışmadan geçinemem artık” dedi. Anayasal hakkını kullandığı için barınma hakkının elinden alınmak istenmesine tepki gösteren öğrenci “Geleceğimin elimden alınmasına karşı eylemlere katıldım. Pişman değilim, kimseye zarar vermedim. En demokratik hak olan protesto hakkımı kullandım” “Ben yokken eşyalarımı toplamışlar” Benzer bir olayı da Muğla’da okuyan bir öğrenci yaşadı. 21 Mart’ta yapılan protestoya katıldığını anlatan öğrenci, o gün herhangi bir gerginlik, gözaltı olmadığını ancak birkaç gün sonra ifadeye çağrıldığını ve ifadesini verip serbest bırakıldığını söyledi. Fakat bayram öncesi yurt yönetimi tarafından aranarak yurttan çıkması gerektiğinin tarafına iletildiğini aktaran öğrenci “Bakanlıktan yazı geldiği söylendi bana. Eğer kendim çıkarsam seneye tekrar başvurabileceğim, ama yurttan atılırsam tekrar başvuramayacağım iletildi. Mecburen kaydımı sildim. İstanbul’daydım, geri döndüğümde eşyalarımı almak istedim ama eşyalarım çoktan çöp poşetine koymuşlar” ifadelerini kullanarak yurda yeniden başvurmak istediğinde ise karşısına ‘hükümete karşı gelmek ve ayaklanmak’ suçlamasının çıkarıldığını söyledi. “Yapılanlar çok ağrıma gitti” Misafir öğrenci olarak kalmak isteğine de ‘takipsizlik kararı getirmen lazım, yoksa olmaz’ cevabı verildiğini belirten öğrenci “Ne bir ceza aldım ne de bir suç işledim. Buna rağmen barınma hakkım elimden alındı” tepkisini göstererek şu anda CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın yardımıyla geçici bir yerde kaldığını dile getirdi. Halkın vergileriyle ayakta duran bir yurttan bu şekilde kovulmasının çok ağrına gittiğini belirten öğrenci “Eşyalarımı toplayamadım bile, hepsini çöp poşetlerine koyup bir kenara atmışlar. Yurda döndüğümde eşyalarımı çöp poşetinde buldum” dedi.

Kübra Kırımlı [email protected] Ankara – Asgari ücretle geçinmeye çalışan İnşaat İşçisi Hüseyin Koçak’ın oğlunda henüz anne karnındayken akciğerinde anomalilik tespit edildi. Hüseyin Koçak, şimdi 1 yaşında olan oğlu Arda’nın tedavi ve ilaç masraflarını karşılamakta zorlanıyor. “Doktor ilaç yazıyor, ilacı alacak param yok” diye konuşan Koçak, oğlu için geçen ay doktorun nebülizatör adlı bir cihaz almasını istediğini anlatarak “Sordum, makine için 3-5 bin TL aralığında dediler, alamadım. Ben vergimi veriyorsam neden devlet bana ücretsiz sağlık hizmeti sunmuyor?​” diyerek tepki gösterdi. "Aldığım yola da tedaviye de yetmiyor" İkinci çocuğu Arda’nın henüz anne karnındayken, akciğerinde bir anomalilik tespit edildiğini söyleyen Koçak “Çubuk’ta yaşıyorum. Çocuğum 3 aylıkken hastalık tespit edildi. Çubuk Devlet Hastanesinden bizi önce Bilkent’e oradan da Hacettepe’ye gönderdiler. Oğlum şu an 1 yaşını geçti. Akciğerinde kitle var” dedi. Babasını akciğer, annesini ise kolon kanserinden kaybettiğini anlatan Koçak “Bu ayın sonunda yeniden hastaneye gideceğiz, tetkiklerimiz devam edecek. Ben işçiyim. Hastaneye gitmek için yeri geliyor çalıştığım yerden izni zor alıyorum. Hadi izin aldım diyelim; her şey para! Benim Çubuk’tan Hacettepe’ye gidip dönmem bin lirayı buluyor. Ben bugün yettiremiyorum, yarın ne olacağı endişesini yaşıyorum” diye konuştu. "İlacı, cihazı, tetkiki hepsi para" Doktorun reçete ettiği ilacı almakta dahi zorlandığını dile getiren Koçak “Ben çalışıyorum, bu zorluğu yaşamak zorunda mıyım? Sigortamı da ödüyorum. O aldığım sağlık hizmetleri, ilaç ve cihazlar da ücretsiz olmalı” dedi. Geçen ay doktorun oğluna almasını istediği nebülizatör adlı cihazı almasını söylediğini ama alamadığını anlatan Koçak “Cihaz için 3-5 bin TL arasında dediler. Benim ayda elime geçen 22 bin TL. Ben bu parayla hastaneyi mi gideyim, ilaç mı alayım? Tetkike mi para yettireyim? Yettiremiyorum” tepkisini dile getirdi. "Vergi veriyorsam, sağlık parasız olmalı" Tüm bunları sadece kendisi için anlatmadığını belirten Koçak “Ben vergimi ödüyorsam, devlet de bana ücretsiz sağlık hizmeti verecek. İşi olmayan ne yapıyor diye düşünüyorum. Hastası olan, uzun tedavi ve pahalı ilaca ihtiyacı olan ne yapıyor? Ben doktor bana her ilacı yazdığında parasını dert etmemeliyim. Doktora da söyledim; ‘Devlet karşılasın’ dedim. ‘Karşılamaz’ diye yanıt verdi. Sağlık Bakanlığını aradım sonra. Derdimi anlattım. Bakan televizyona çıkıp halka ‘Sizi mağdur etmeyeceğiz’ diyor ama ben mağdurum dedim. ‘Sorumluluk bizde değil’ gibi cevap verdiler” ifadelerini kullanarak parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmeti verilmesini talep etti. Sendika değiştirince işten attılar 17 yıl Samur Halı’da işçilik yaptığını anlatan Hüseyin Koçak, TEKSİF sendikasından BİRTEK-SEN’e geçtiği için işten atıldığını belirterek “Bu yüzden 2.5 yıldır bir inşaatta asgari ücretle çalışıyorum. Ev benim, kira vermiyorum ancak işin gerçeği kıt kanaat geçiniyoruz” dedi.

Ekrem İmamoğlu'na destek eylemlerinde tutuklanan avukat Ahmet Keskin cezaevinden gönderdiği mektupta, "Adeta esir alınmış durumdayım. Cübbemizde ilik yok, adaletsizliğe tahammülümüz yok" dedi.

22 yaşındaki 8 aylık hamile Beste Kızılay evli olduğu erkek tarafından katledildi.

YouTube video by Tarih Obası

Özerkliğini büyük ölçüde kaybeden üniversiteler, jeomühendisliği anımsatan araştırmaları popülerleştiriyor. Bu sayede sosyo-ekolojik çöküşün asıl nedeni amaçları doğrultusunda en önemli araç haline ge...