Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücret rakamını belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı. Hükümet temsilcileri ile patron temsilcilerinin katıldığı toplantıya Türk-İş katılmadı. Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, toplantı öncesi Bakan Işıkhan’la ön görüşme gerçekleştirdi. İkinci toplantı 18 Aralık’ta yapılacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri kapsamında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ile Bakanlıkta bir araya geldi. Ağar, Işıkhan'a mektubunu sundu. Işıkhan, Ağar’ın asgari ücreti belirleme çalışmaları ile ilgili taleplerini dinledi. Sendikaların, asgari ücrete yönelik beklentilerinin, teklif ve önerilerinin değerlendireceğini belirten Işıkhan, “Bakanlık olarak sosyal diyaloğu esas alan bu çalışmalarımızı Komisyon olarak sürdüreceğiz. Asgari Ücret tespit Komisyonu’nun işleyişi içinde sonuna kadar, sosyal diyaloğa açık olarak süreci tamamlayacağımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Türk-İş'ten 'Komisyonda yer almayacağız' açıklaması Işıkhan ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulunan Ağar, Türk-İş'in asgari ücret tespit çalışmalarına katılmayacağını söyledi. Ağar, 2025'te Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yüzde 44,38 oranındaki enflasyona rağmen asgari ücrete yalnızca yüzde 30 oranında zam yapıldığını ve yapılan zammın enflasyon oranının altında kaldığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: "O günden bu yana temel ihtiyaç ürünlerinde fiyat artışları hız kesmeden devam etmiştir. Gıda, kira, eğitim ve ulaşım giderlerinde yaşanan yüksek fiyat artışları hane bütçesini hane bütçesini ağır biçimde baskılamaktadır. Elektrik, doğalgaz ve suya yapılan zamlar da bu baskıyı daha da arttırmaktadır." Çalışma Bakanı Işıkhan, her iki tarafın da yaklaşım ve değerlendirmelerinin Komisyonun çalışmaları açısından önemli olduğunu belirtti. Sosyal diyalog ve istişare mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemli olduğunu, sendikaların asgari ücrete yönelik beklentilerinin, teklif ve önerilerinin değerlendireceğini kaydeden Işıkhan, “Bakanlık olarak sosyal diyaloğu esas alan bu çalışmalarımızı Komisyon olarak sürdüreceğiz. Asgari Ücret tespit Komisyonu'nun işleyişi içinde sonuna kadar, sosyal diyaloğa açık olarak süreci tamamlayacağımıza inanıyoruz” dedi. Yaklaşık iki saat süren toplantı sonunda ikinci toplantının 18 Aralık'ta yapılacağı açıklandı. 2026 yılı asgari ücretinin 31 Aralık tarihine kadar belirlenmesi ve kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor. Belirlenecek yeni ücret, 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek. Komisyonun eleştirilen yapısı Komisyon; bakanlık, işveren ve işçi temsilcilerinden 5'er üye olmak üzere 15 üyeden oluşuyor. Kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde ise başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor. Bu noktada sendika ve konfederasyonların uzun süredir dile getirdiği temel eleştirilerden biri, komisyonun mevcut yapısının işçileri temsil etmediği yönünde. Mevcut ücret ne kadar? Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 26 bin 5 lira 50 kuruş, kesintiler düştüğünde net 22 bin 104 lira 67 kuruş olarak uygulanıyor. Asgari ücretin patronlara toplam maliyeti bir işçi için 30 bin 621 lira 48 kuruş. Bunun 26 bin 5 lira 50 kuruşunu brüt asgari ücret, 4 bin 95 lira 87 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 520 lira 11 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor. (İşçi Sendika Servisi)

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, bütçe görüşmeleri sırasında DEM Partili milletvekillerin kürsüye bıraktığı karikatürdeki gökkuşağını hedef aldı, gökkuşağı için "LGBT lobileri" dedi.

İzmir — İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) bünyesindeki İZENERJİ, İZELMAN, İZTEK, EgeŞehir ve İZFAŞ'ta dört aydır devam eden ödeme krizi ve havuz uygulamasına karşı işçilerin eylemleri sürüyor. İşçiler bugün de yarım gün iş bırakarak taleplerini yineledi. Genel-İş İzmir 1, 2, 3 ve 9 No'lu şubelerin çağrısıyla SGK İl Müdürlüğü önünde toplanan işçiler, "İşimizi geri istiyoruz", "Hakkımız olanı istiyoruz", "iş, ekmek, özgürlük", "Havuza hayır" sloganları eşliğinde Kültürpark 9 Eylül kapısındaki direniş çadırına yürüdü. "İş yerlerinde sistematik baskı var" Direniş çadırı önünde konuşan Genel-İş İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Ercan Gül, tutanak tehdidi altında alana çıkan işçileri selamlayarak başladı. Birimlerde günlerdir yoğun baskı olduğunu belirten Gül, "Cemil Başkanın gözüne az gelmiş olabilir ama biz dört gündür iş yerlerimizde baskı ve tehdit altındayız" dedi. Çözüm masası kurulması gerektiğini vurgulayan Gül, yönetimle hiçbir iletişim kurulmadığını ifade ederek, "Dört gündür bir kişi bile bizi arayıp sormadı. 'Yeni pozisyon veriyoruz, kabul etmiyorsunuz' diyorlar. Ne işi verdilerse kabul ettiler. Havuzdaki arkadaşlarımız bugün ne iş verilirse yapacak durumda. Başkan 'Belediyeyi batırmayacağım' diyor. Havuzdaki arkadaşımızı işe alınca belediye batmaz. Tasarruf işçinin ekmeğinden olmaz. Bize farklı, başkana farklı sayılar veriliyor. İZELMAN'da 108, İZENERJİ'de 80, güvenlikte 168 işçi havuzda, İZFAŞ'ta işten çıkarılıp mülakat sözü verilen 20 işçi var. Toplamda 370 arkadaşımız havuzda bekliyor" diye konuştu. İşçilerin siyasi tartışmaların hedefi haline getirilmesine de tepki gösteren Gül, "Buca'da AKP'li meclis üyeleri geliyor, 'Bunlar birlikteler' diyorlar. Biz bugün hak aradığımız yerde bizi AKP ile yan yana getirmek kimsenin haddine değildir. Buraya gelip bizi dinlemeleri gerekiyor. Başkana çağrımdır, gelin masayı kuralım, alacaklarımızı konuşalım ve uzlaşıyla İzmir halkına hizmet edelim" dedi. "Maaşı üç parçaya bölmek yaşam hakkımızı gasbetmektir" Genel-İş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Engin Topal, ücretlerin üç parça halinde yatırılmasını eleştirerek, bunun işçileri derin bir ekonomik çıkmaza sürüklediğini ifade etti. "Dün akşam maaşların üçüncü taksidi yattı. Birçok arkadaşımızın evine faturalar tek taksitle geliyor. Sizin üç taksitle verdiğiniz maaşa karşılık neden faturalar üç taksitle ödenmiyor?" diye soran Topal, bankaların ve kurumların ödemeyi tek seferde aldığını vurguladı. Topal, işçilerin siyasi hedef haline getirilmesini de reddederek, "Bizim derdimiz ekmeğimize sahip çıkmak. Ekonomik sıkıntıyı en çok emekçiler hissediyor. DİSK'in tarihini bilmiyorlarsa Google'a sorsunlar; onların yaşından büyük bir mücadele tarihimiz var" dedi. "İşçiyi siyaset malzemesi yapmayın" Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Serap Yılmaz da İzBB Meclisi CHP Grup Sözcüsü Yağmur Yurdakul Özkan'ın açıklamalarına tepki gösterdi. İşçilerin siyasetle yaftalanmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Yılmaz, "Bugün orada oturuyorsan buradaki işçinin oyu ve emeği sayesinde oturuyorsun. İşçileri siyasi emellerinize alet etmeyin. Gelin buraya, yaşadıklarımızı görün. Tüm meclis üyelerine sesleniyorum, gelin işçinize sahip çıkın" dedi. Genel-İş İzmir 9 No'lu Şube Başkanı Sedat Kenar ise yaşananların geçmiş grev süreçlerini hatırlattığını belirterek, "Grevimizde de aynı filmi gördük. Borçlarımızı ne zaman ödeyeceğimizi bilmek istiyoruz. Makul ve kabul edilebilir bir ödeme takvimi istiyoruz" diye konuştu. (Evrensel)